Yayılmacılık, İskoçya ve Avrupa
Günay Güner

Yayılmacılık, İskoçya ve Avrupa

Bu içerik 885 kez okundu.

Sıklıkla karşılaştığımız bir soru vardır: Bakın, Avrupa ülkelerinde diğer etnik yapılara ne kadar geniş hoşgörü var. Türkiye’deki baskı yok, şiddet yok, yasaklamalar yok.” Bu savda doğru yanlar olduğu gibi abartılı, gerçekdışı yanların da olması bir yana, tarihsel süreçlerin birbirine hemen hiç benzemediği göz ardı edilir. En erken tarihten başlarsak, ilk haçlı seferlerinde oluşan yazılı belgelerde bile “Türklerin Asya’ya geri sürülmelerinden, Anadolu’dan sökülüp atılmaları”ndan söz edildiği ve ardından gelen yüzyıllarda da bu siyasetin değişmediğinin, bu siyasette her zaman savaş, saldırı, şiddet, kan olduğunun birçok kanıtının bulunduğu gerçeğini bir kenara not ederek günümüze bakmakta yarar var.

            İskoçya’nın bağımsız olup olmaması, Büyük Britanya’dan ayrılıp ayrılmaması oylandı ve bağımsızlık yanlısı oyların oranı % 46’da kaldı. Böylece Büyük Britanya üçte birini yitirmekten kurtuldu. Bu arada saygınlığının “çizilmesi”nden de…

            Belirtmek gerekir ki Avrupa’daki partileşmeler, siyasal saflaşmalar Türkiye’dekine göre karmaşıktır. Tonlar, renk bileşimleri çoktur ve etkilidir. Karalar ve aklar ayrımı pek geçerli değildir. İskoçya oylamasında da bu açıkça görülüyor. Bağımsızlıktan yana oy kullanan da “Başka türlü yaşayamam” saplantısında değil. Ara tonlar, anlayışlar, bakışlarsa eleştirel olunmasıyla, bağnazlıktan uzaklıkla ilgilidir.

            Büyük Britanya’yı İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya oluşturuyor. İskoçya özelinde bakıldığında bu ilk oylama da değil. 1 Mart 1979 tarihinde yapılan benzer oylama yetki devriyle ilgiliydi. Sözkonusu yetki devrine ilişkin yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesinin istenip istenmediği soruldu. Galler halkının %79,7'sinin "hayır" oyu kullandığı referandumda, İskoçlar %51,6'lık oran ile yetki devri öngören yasanın uygulamaya geçirilmesini desteklediler. Ancak, ilgili yasaya eklenmiş olan "evet oylarının toplam seçmen sayısının %40'ını aşması zorunluluğu" nedeniyle oylama sonuçlarına karşın yetki devri gerçekleşemedi. O oylamada da bugünküne koşut bir sonuç alınması ilginç.

          1997 yılında yapılan oylamanın ise hem içeriği hem de sonuçları değişiklik gösteriyor. Bugünkü oylamanın katılım oranı kadar olmasa da katılanların %74,3'ü İskoçya'nın kendi parlamentosuna sahip olması düşüncesinden yana oy kullandı ve parlamentolarının vergileri değiştirme yetkisine sahip olmasını savunanların oranı ise %63,5 oldu.

         1999 yılında İskoç parlamentosu kurulurken, birçok yetki ise Büyük Britanya parlamentosuna devredildi. Sonucunda ret oylarının fazla çıktığı bağımsızlık oylaması ise 2012 yılında yapılan Edinburgh Antlaşmasına dayanıyor.

          Sonucun ret yönünde çıkmasında Büyük Britanya’nın çoğalttığı ekonomik vaatlerinin de etkili olduğu belirtiliyorsa da İskoçların “esnek” yaklaşımlarını göz ardı etmemek gerekir. Dünyaya biz doğululardan ayrı baktıkları bir gerçek. Büyük Britanya’nın dünyanın en acımasız yayılmacı gücü olmasına karşın, oluşturan diğer ülkeler, toplumlar haklarını demokratik istemler çerçevesinde ortaya koydular. Bir diğer yayılmacı gücün buyruğunda ordu kurmak, birlikte yaşadığı, komşuluk ettiği diğer insanları kurşunlamak, bombalamak yoluna gitmediler.

Diğer yandan Avrupa, yayılmacı güç de olsa, özellikte son kırk yılda kendi yakın bölgelerindeki sorunları savaş, saldırı, şiddet yöntemleriyle “çözmek” yaklaşımını benimsemiyor. Bu yöntemleri tarihte de günümüzde de bizim gibi üçüncü dünya halklarına karşı uygulamayı uygun görüyor. 

Ayrıca son oylamadaki retçiler İskoç “dava”sına ihanet mi ettiler? Benzerlik yok ama bir an için Türkiye’nin Güneydoğusu için böyle bir oylama yapıldığını varsayalım.

1- PKK gibi bir silahlı gücün namlusunun gölgesinde hangi güvenli seçimi yapabilir, hangi demokratik eylemi (oylama) yapabilirsiniz.
 

2- Bir biçimde yapıldığını düşünelim, o bölgede yaşayan Kürt kökenli insanların bugün İskoçların yaptığı gibi ret oylarının fazla çıkması durumunda (ki güvenli bir seçimde Türkiye için de oldukça güçlüdür) onlara PKK+KCK yönetimince ne gözle bakılacağını sormakta yarar var.
 

3- İskoçlar ABD desteğiyle birlikte Büyük Britanya’ya ve (varsayım bu ya) “İskoçların yaşadıkları diğer yakın çevre, komşu ülkelerin yönetimlerine karşı silahlı savaşım” içinde değiller. Hiç olmadılar.
 

4- Böylesi bir durumda Büyük Britanya yönetimi ne yapardı, nasıl bir “demokratik” tutum izlerdi, doğrusu insan bilmek isteğiyle dolup taşıyor. Bilmeye değer çünkü. Çok ışık tutucu olurdu.
 

5- Bu aşamada PKK ile oranlandığında uyguladığı şiddet devede kulak bile sayılamayacak IRA’ya (bilmeyenler için İrlanda Cumhuriyet Ordusu) Büyük Britanya yönetiminin neler yaptığını bilmek isteyen bilir. Başlarda bağımsızlığın ancak silahlı savaşım ile olanaklı olduğunu savunan örgüt, 2005 yılında savaşımlarını yalnızca siyasal alanda sürdüreceklerini açıklayarak şiddet eylemlerine son vermiştir. Fakat IRA'dan ayrılan R-IRA, 9 Mart 2009’da 2 İngiliz askerini vurarak, savaşımı sürdüreceğini bildirmiştir. ABD, 2002 yılında bu örgütü terör örgütleri listesinden çıkarmıştır. Fakat IRA, Büyük Britanya’da ve İrlanda'da yasadışı terörist örgüt olarak kabul edilmektedir.
 

6- ABD’nin hangi örgütü terörist hangisini “barışçı” sayacağının ölçüsünü biz kavrayamayız, Bunu ancak Beyaz Saray, Pentagon bilir.
 

7- Büyük Britanya’nın çevresindeki ülkelerde yayılmacıların saldırılarıyla milyonlarca insanın öldürüldüğü, göç ettirildiği, ırzına geçildiği, köle olarak satıldığı, yönetimlerinin değiştirildiği, iç savaş çıkarıldığı, kimyasal gaz kullanıldığı; İskoçların ise bu kargaşada diğer çevre ülkelerdeki “soydaş”larıyla birlikte devlet kuraya çalıştıkları yönünde bir acı bilgi bu satırların yazarına ulaşmamıştır. Ulaşmış olan okurlarım lütfen bildirsinler, duyursunlar.


İskoç “bela”sını B. Britanya şimdilik savuşturmuş gözüküyor.


Ne ki darısı, örneğin İspanya’nın başına!

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ