RÜŞVET VE YOLSUZLUK HAFTASI
Suay Karaman

RÜŞVET VE YOLSUZLUK HAFTASI

Bu içerik 1029 kez okundu.

2013 yılında 17 Aralık ve 25 Aralık günlerinde ortaya saçılan rüşvet ve yolsuzluk olayları ülkemizin gündemine oturmuştur. Ancak bu olaya karışan başbakan, bakanlar ve yakınları, hiçbirşey olmamış gibi yine aynı pişkinliklerine devam etmektedirler. Bu yüzden toplumda ve özellikle sosyal medyada 17 - 25 Aralık tarihleri, “Yolsuzluk Haftası” olarak adlandırılmaktadır.

 

1995 yılı Hoşgörü Ödülü’nü Fethullah Gülen’in elinden alan, Fethullah Gülen’e “ne istedin de yapmadık, vermedik” ve “bu hasret ne zaman bitecek” diyen Tayyip Erdoğan, 17 Aralık 2013 tarihinden sonra ortaya çıkan yolsuzluklar üzerine, yıllardır bütün kirli işleri birlikte yaptıkları Fethullah Gülen cemaatine karşı savaş açmıştır. Ancak Tayyip Erdoğan, ortadaki suçun işbirlikçisi olduğunu unutmaktadır.

 

Bu savaş, 14 Aralık 2014 tarihinde cemaatin bazı önemli isimlerinin gözaltına alınmasına kadar varmıştır. Aslında yapılan tüm bu işler, göstermeliktir; amaç sonuca gitmek değildir. Çünkü her iki tarafın da elinde, birbirileri hakkında önemli bilgi ve belgeler vardır. Birbirilerinin kirli işlerini tüm ayrıntılarıyla bilen bu iki ekip, nerede duracaklarını da çok iyi bilmektedir. Eğer bu işte ciddi ve kararlı olunsaydı AKP iktidarı, cemaatin maddi işlerini sorgulamakla işe başlayabilirdi. AKP iktidarı, cemaatin işlediği tüm suçların hepsinin suç ortağıdır; ‘kandırıldık’ savunması ise son derece komik ve basittir.

 

2007 yılından sonra Ergenekon ve Balyoz gibi sahte kanıtlarla operasyonlar düzenleyen, suçsuz insanlara yıllarca zulüm yapan, hayatlarını ve sağlıklarını yitirenlere karşı acımasızca davranan, “Ergenekon’un savcısı benim” diyen Tayyip Erdoğan ile bu tertiplerden sorumlu Fethullah Gülen ortak değil miydi? Bu yaşananlara karşı acımasızca ve hukuksuzca manşet atarak, sevinen Zaman Gazetesi, bugün siyasi iktidarın hoşlanmadığı bir çizgiye oturtulmuştur.

 

Halbuki 2012 yılında Zaman Gazetesi'nin 25. kuruluş yıldönümünde Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Zaman sadece bir gazete olmadı. Zaman Gazetesi bin yılın birikimiyle bu toprakların sesi, nefesi olarak bu ülkenin son 25 yılına şahitlik yaptı. Yani çeyrek asrın kaydını tuttu. Zaman; haberleriyle olduğu kadar yorumlarıyla, duruşuyla, tavrıyla kendisine farklı bir yer edindi. Zaman; bir rüzgara kapılıp gitmek, akıntıya kapılmak yerine bu ülkenin rüzgarına güç, bu ülkenin vizyonuna vizyon kattı.” Ülkenin vizyonuna vizyon kattı dediği Zaman Gazetesi, bugün paralel olarak adlandırılmış ve yöneticileri gözden düşmüştür.

 

14 Aralık 2014 tarihinde cemaate yapılan operasyon için “basın özgürlüğü”, “hukukun üstünlüğü” diyenlerin Ergenekon ve Balyoz gibi sahte operasyonlarda basına yapılan zulmü ve hukukun ayaklar altına alınmasını görmemeleri düşündürücüdür. 12 Haziran 2007 tarihinde Ergenekon operasyonuna sevinenlerin, hukuksuzluğa alkış tutanların, yapılan zulme sessiz kalanların ve darbeyi önledik diyenlerin, bugün demokrasi havarisi kesilmeleri ikiyüzlülükten başka birşey değildir.

 

Ergenekon ve Balyoz davalarına “ordu darbecilerden temizlensin” diyerek pasif destek veren ana muhalefet partisi genel başkanı ise, bugün cemaate yapılan operasyon için “yaşanan süreç darbe sürecidir” diyerek yine gizli destek vermektedir.

 

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ile AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiserinin 14 Aralık operasyonuna verdiği tepkiler, emperyalizmin yüzünü bir kez daha göstermektedir. Ergenekon gibi olaylara alkış tutan bu yüzsüzler ordusunun, sömürmekten ve parçalamaktan başka bildikleri hiç birşey yoktur.

 

Rüşvet ve Yolsuzluk Haftası ile anılanları, hukukun, adaletin birgün herkes için gerekeceğini unutanları, Yargıtay’a ve Danıştay’a yaptıkları toplu atama da kurtaramayacaktır. Siyasi iktidar ile Fethullan Gülen’in birlikte yaptıkları tüm kirli ve akçeli işlerin hesabı, Türk milleti adına sorulacaktır. Hayatlarının hiçbir döneminde demokrasiden, eşitlikten ve hukuktan yana olmayanları bekleyen süreç, Yüce Divan’dır ve sonları zindandır.


Bu yazı ayrıca İlk Kurşun Gazetesinde de yayınlanmaktadır.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ