İSVEÇ POSTASI
Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu (ADDP)'nun açıklaması
Dünya tarihine ışık tutan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi kurduktan sonra dış politikada en temel ilke olarak “Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışını benimsemiş ve uygulamıştır. Bu evrensel ilke, sadece Türk milletine değil, tüm insanlığa yol gösteren bir barış çağrısıdır.
Atatürk, savaş meydanlarında kazandığı zaferlerin ardından, kalıcı barışın değerini kavramış; genç Cumhuriyetimizi komşularıyla dostluk ilişkileri üzerine inşa etmiştir. Türkiye, onun vizyonuyla;
- Balkan Antantı (1934) ile Balkan halklarını ortak bir barış çatısı altında buluşturmuş,
- Sadabat Paktı (1937) ile Ortadoğu’da komşularıyla güven ve iş birliğine dayalı bir düzen tesis etmiştir.
Atatürk’ün şu sözleri, onun barış anlayışını en açık şekilde ortaya koymaktadır:
“Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir.”
— Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bugün ise ne yazık ki dünya, barış idealinden her zamankinden daha uzak bir tablo ile karşı karşıyadır. Savaşlar, işgaller, terör, göç ve insan hakları ihlalleri milyonlarca insanın yaşamını tehdit etmektedir. Küresel adaletsizlikler derinleşmekte, barış yerine çatışmalar yaygınlaşmaktadır.
Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu olarak bizler, Atatürk’ün insancıl ve çağdaş vizyonunu hatırlatıyor; uluslararası toplumları “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin rehberliğinde hareket etmeye çağırıyoruz. Dünya barışının tesisi, insanlığın ortak sorumluluğudur.
Bu vesileyle, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde bir kez daha yineliyoruz:
Gerçek bağımsızlık, kalıcı barışla mümkündür.
Barış, insanlığın en büyük kazanımıdır.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜNYA PLATFORMU -ADDP