”KÜÇÜK AMERİKA”

”KÜÇÜK AMERİKA”

Yazar, İletişim ve Strateji uzmanı Dr. Naim Babüroğlu 29 Eylül 2025 tarihli yazısını kendi oluru üzerine internet gazetemizde yayınlıyoruz.

TÜRKİYE - 2025-09-30 11:40:58 Bu içerik 455 kez okundu.

İSVEÇ POSTASI

“Küçük Amerika”

Naim Babüroğlu

Osmanlı Devleti, ilk kez 1854’te Kırım Savaşı’nda borç alır.

1881’de, Batılı alacaklı ülkelerle bir anlaşma yapılır.

Adı, “Muharrem Kararnamesi”...

Bu anlaşmayla, devlet içinde bir devlet kurulur.

Bu devletin adı, “Düyun-u Umumiye” (Borçlar İdaresi) idi.

★★★

Sultan Abdülhamit; demir yolları, madenler, bankalar, belediye hizmetleri, sanayi kurumları, limanlar, tütün, hatta en temel vergileri bile imtiyazlı yabancı şirketlere devreder.

Bu dönemde, yabancı şirketlerin en fazla yatırım yaptıkları alan demir yollarıydı.

★★★

Şirketlerle, 99 yıllık imtiyaz sözleşmeleri imzalandı.

Şirket, demir yolu hattının 20 ile 45 kilometrelik alanda, petrol dâhil bütün madenleri çıkarıp işletme hakkına sahipti.

Ayrıca, bu alanda ruhsatsız olarak eski eser kazıları yapabileceklerdi.

Yani, Osmanlı artık bir sömürge ülkesiydi...

★★★

Doğan Avcıoğlu, bu dönemi şöyle kaleme alır:

“Saray ileri gelenleri, demir yolu, tramvay, elektrik ve gaz tesisleri imtiyazlarını yabancı şirketlere peşkeş çekerek büyük kazançlar sağlamışlardır.”

★★★

Bu imtiyazlar, yani kapitülasyonlar, Osmanlı Devleti’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına ortadan kaldırır.

Mesela, yabancıların kendi postaneleri vardı. Bunların çantaları, kutuları açılamazdı.

Hüküm giymiş yabancılar, cezalarını kendi devletlerinin cezaevlerinde çekerlerdi.

★★★

Özetle, yabancı para kazanır, vergi vermez, çalar çırpar, iflas eder, hatta adam öldürür, fakat gereği yapılamazdı.

Sonuçta, Osmanlı kapitülasyonlar yüzünden kendi evinde “ev sahibi” olmaktan çıkar.

İşte kapitülasyonlar bu demekti...

★★★

Atatürk, Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde durumu şöyle açıklar:

“Osmanlı ülkesi, yabancıların sömürgesinden başka bir şey değildi. Türk milleti ise kendi ülkesinde esir duruma düşürülmüştü...” 

★★★

24 Temmuz 1923’te, Lozan Barış Antlaşması’yla kapitülasyonlar kaldırılır.

Lozan’ın en büyük başarısıdır...

★★★

Lozan’da, kapitülasyonların kaldırılması görüşmeleri, İsmet Paşa için savaştan daha zorluydu.

ABD’nin Lozan Delegesi Mr. Grew, İsmet Paşa’nın tutumunu anlatır:

“Toplantı sırasında İsmet Paşa, kapitülasyonlar konusunda tümüyle uzlaşmaz tavır aldı... Curzon (İngiliz Dışişleri Bakanı), İsmet diyordu, her Allah’ın günü hep aynı melodiyi çalıyorsun.

Ta ki hepimizi hasta edene dek: Egemenlik, egemenlik, egemenlik...”

★★★

Lozan’a laf söyleriz...

Nankörlüğün zirvesi yoktur, çünkü...

★★★

Atatürk, hastalığının en ağır döneminde, “Ayrıcalık tanıyan ve bağımlılık doğuracak dış anlaşmalar yapılmamalıdır” şeklinde vasiyette bulunur.

Dinleyen kim?..

Makalenin devamını okumak için linki tıklayınız:

“Küçük Amerika” - Naim Babüroğlu - Sözcü

Sende Yorumla...
DİĞER HABERLER