İSVEÇ POSTASI

Yurtdışında yaşayan bizler üç gündür Cumhuriyet Gazetesi’ni okumadan yoksun bırakılmıştık. Bugün gazeteyi okuma şansına eriştik. Türkiye’deki yetkili kurum gazeteye yoğun saldırıdan dolayı girilemiyor gibi absürt bir açıklama yapmakla yetinmişti.

Bizler biliyoruz ki, Cumhurbaşkanı ve onun güdümündeki AKP iktidarı kendilerini eleştiren, gerçekleri ortaya çıkararak yazan hem gazete ve gazetecilere hem bilim insanlarına hem de halka taamülleri yok. İnsanların düşüncelerini rahatlıkla açıklamalarının önüne çok büyük engeller koyuyorlar, korkular yaratıyorlar dolaysıyla insanları ya da düşünen beyinleri susturacaklarını sanıyorlar.

Biz yine biliyoruz ki, başta Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül suçsuzdurlar. Gazeteciliğin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmişlerdir. Suçlu iseler neden 54 gündür hakim önüne çıkartılmazlar. Tutukluluk sürelerinin makul bir tarihi vardır. İnsanlar ölümlerine kadar tutuklu ve özgürlüklerinden yoksun bırakılamazlar. Türkiye basın özgürlüğü konusunda dünyada 180. sırada bulunmaktadır. Bu durum en ilkel Afrika devletlerinde de yoktur. Bugün tutuklu  bulunan 33 gazetecinin yanı sıra  yüzlerce suçlanan gazeteci vardır. Türkiye, Hitler ülkesini bile bu durumuyla geride bırakmıştır.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsveç’in en çok satan sabah gazetesi Dagens Nyheter’e bir mektup yazarak uğradıkları haksızlıkları ve yaşadıkları durumları anlatmaktadır. Can Dündar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basına uyguladığı sansür ve keyfilikleri dile getirmektedir. Can Dündar’ın yazdıklarının hepsine katıldığımızı beyan etmek isteriz.

Batı’nın mülteci akımı karşısında Türkiye’ye şirin gözükmek gibi bir tavrı olamaz. Mültecilerin ülkemizde kalmalarını sağlamak için verdikleri  üç milyar Avro bir neyi rüşvet anlamına gelmektedir. Bu da Batı’nın ne kadar çıkarcı ve ikiyüzlü olduğunun en belirgin kanıtıdır. Avrupa bu durumdan utanç duymalıdır. Elbette bu iktidar birgün tepetaklak gidecektir ve gazeteciler, düşünadamları ve halk özgür olacaktır. O zaman Avrupa iki kez daha fazla utanmaya ihtiyaç duyacaktır.

Bugün Türkiye’de kimi düşün ve bilim adamlarının yayınladıkları bildirilere katılmasak da, görüşlerini hoşgörüyle karşılamak durumundayız. Elbette bildiride eksik olan şeyler ve yönler vardır. Bu onların görüşleridir.

Evet, Doğu bölgemizde bir savaş var. Bu savaşta terör örgütü PKK ve yandaşlarının suçsuz insanlara karşı işledikleri suçlar ve insan hak ve özgürlüklerine aykırı öldürmeler ön plandadır. Devlet hem kendini hem de insanlarını korumakla yükümlüdür. Bunu yaparken aşırılıklara kaçmamak, hukuksal çerçeveler içerisinde hareket etmek zorundadır. Devlet, adaletten, hukuktan hele hele hukukun üstünlüğünden ayrılamaz ya da bunları gözardı edemez. Her can ülkemiz ve insanlık için önemlidir. Kinle, nefretle, düşmanılıkla ve ötekileştirmelerle bir yere varamayız. Ancak ülkemizi diktaya ve diktatörlere teslim etmiş oluruz.

Herkes şapkasını gözünün önüne koyup enine boyuna bir kez daha düşünmelidir. Türkiye yani ülkemiz üzerinde yaşayan herkesin ülkesidir ve hiç kimsenin gidecek başka bir yeri yoktur. Güzel ülkemiz Türkiye’ye yazık etmeyelim.

Cumhuriyet Gazetesi’ne ve gazetecilere karşı yürütülen linç kampanyalarını kınıyor, ülkemizin huzura, kardeşliğe, barışa ve refaha ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

İsveç Postası