TÜRK DİL BAYRAMI’NIN 92. YILI KUTLU OLSUN

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ''Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.''

TÜRK DİL BAYRAMI’NIN 92. YILI KUTLU OLSUN
TÜRK DİL BAYRAMI’NIN 92. YILI KUTLU OLSUN Admin
Bu içerik 353 kez okundu.

İSVEÇ POSTASI

Dil bir ulus için herşey demektir. Kimliğinden kültürüne, düşünce dünyasından yaşam biçimine kadar ulusun bireylerini birleştiren bir çimento görevi yapmaktadır. Türk Dili, Türklerin İslamiyeti kabul etmelerinden sonra devlet kademelerinde yavaş yavaş değerini yitirmeye başlamış, dilimiz hızla Arapça ve Farsça sözcüklerin istilasına uğramıştır. Türkçe okur yazar olmayan halkın dilinde kalmıştır.

Türkçenin Arapça tarafından esir alınmasına ilk tepki Kaşgarlı Mahmut’tan gelmiştir. Kaşgarlı 1069 yılında Bağdat’ta tamamladığı ”Divan-ı Lugat’it Türk (Türk Dilleri Sözlüğü)” adlı kitabının önsözünde, Türkçenin Arapçadan aşağı bir dil olmadığını savunmuş ve Arapların Türkçe öğrenmesini yazmıştır. 13 Mayıs 1277 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey, bir ferman yaynlayarak; ”Şimden gerü hiç kimesne kapuda ve dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî dilinden gayrı dil söylemeyeler” diye halkı uyarmıştır.

Osmanlı’da Tanzimattan sonra dilin sadeleşmesi ve Türkçeye dönülmesi yolunda cılız da olsa çalışmalar vardır. Ünlü öykücümüz Ömer Seyfettin 1911 yılında Selenik’te çıkardığı ”Genç Kalemler” dergisinde ”Yeni Lisanımız” adı altında dilimizin Türkçeleşmesi için büyük çaba harcamıştır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, dil konusuna duyarsız kalmamış, fırsat buldukça dil konusu üzerinde kafa yormuştur. Ülkeyi işgalden kurtarıp, cumhuriyeti kurduktan sonra devrimlerini yavaş yavaş gerçekleştirmiştir. 1 Kasım 1928 yılında Arap harflerinden Latin harflerine geçerek ”Harf Devrimi” yapmış ve dilimize uygun harfleri belirliyerek 29 harften oluşan ”Türk Alfabesi” gerçekleştirmiştir.

12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni kurdurmuştur.  26 Eylül 1932’de, İstanbul’da Dolmabahçe Sarayında toplanan Birinci Türk Dili Kurultayının temel amacı Türkçenin diğer diller karşısında zengin bir dil olduğunun araştırılıp ortaya çıkarılmasıdır. Çok sayıda bilim insanı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı gibi önemli meslek gruplarının temsilcilerinin katıldığı I. Türk Dili Kurultayının 9 gün süren bütün oturumlarına katılan Atatürk, “tez” adı verilen bildirileri dinlemiş, notlar almış ve oturum aralarında da dil bilimcilerle sohbet etmişti.

Yurt dışından uzmanların da katıldığı Kurultayı, 3000’e yakın dinleyici takip etmişti. Kurultay’da konuşan M. Fuat Köprülü, o günü millî Rönesans olarak tanımlamıştı. “Kurultayımızın ilk toplandığı 26 Eylül tarihini, millî Rönesansımızın bu başlangıcını o küçük zayıf teşebbüslerin daha büyük mikyasta bir devamı değil, birbiriyle ahenktar ve muazzam bir kül teşkil eden Türk inkılâbının en tabiî ve belki en azametli bir neticesidir” demişti.

Besim Atalay, “Beni sevindiren bu büyük bayramı ben de çok büyük milletime kutlularım. Bayram milletimin bayramıdır. Bayram Türk budunun bayramıdır. Artık o kendi diliyle söylenecek sözleri dinleyecek, kendi diliyle yazılacak şeyleri okuyacak, o kendi diliyle söyleyecek ve söyletecek.” diyerek dil bayramından duyduğu sevinci ifade eder.

1980 askeri darbenin ardından Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu birleştirilerek, ”Atatürk Kültürü Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” adını almıştır. Bu kurumun başına getirilenler dilimize gereken özeni göstermemişler, zaman zaman ”Dil Devrimi”ni dışlayan konuşmalar yapmaktadırlar.

Günümüzde Türkçemize gereken titizliğin gösterilmediğini içimiz sızlayarak izliyoruz. Türkçemiz hor görülecek bir dil değil dünyanın en eski sağlam ve geliştirilmeye elverişli diller arasındadır. Dil bilincinin yetişen kuşaklara aşılanması çok önemlidir. Onlarda diline hoyrat davranması, onu yaralayacak, hırpalayacak icatlardan uzak durmasının sağlanabilmesi çok önemlidir.

Feyza Hepçilingirler, "Bu bilinci kazanan gencin buluşları, Türkçeyi bozmak bir yana, anlam inceliklerine karşılıklar bularak Türkçeyi zenginleştirir bile. Toplum olarak dilimize karşı takındığımız genel tavır ise umursamazlık. Bu umursamazlığı toplumun her kesiminde ve yaşamın her alanında görüyoruz. Yabancılaşmanın şiddetli rüzgarıyla doğudan batıya, batıdan doğuya sürüklenip durduğumuz sürece gidişi Türkçe rayına oturtamayacağımız da açıkça belli. Bence bugün dil devrimini sürdürmenin yolu, Türkçenin Türkçe olarak kalmasını sağlamaktan, yeniden melez bir dil haline gelmesini önlemekten ibaret" diyerek gelinen durumu ortaya koymaktadır.

Türk Dil Bayramı’nın 92’nci yılı kutlu olsun…

Mustafa kemal Atatürk Türk Dil Devrimi Türk Dili Tetkik Cemiyeti Türk Dil Bayramı Türk Dil Kurumu
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
BUGÜN 5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASININ 90. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN
BUGÜN 5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASININ 90. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN
ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü VEFATININ 86. YILDÖNÜMÜNDE SAYGIYLA ANIYORUZ
ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü VEFATININ 86. YILDÖNÜMÜNDE SAYGIYLA ANIYORUZ