İSVEÇ POSTASI
19. Yüzyılın ortalarında başlayan işçi direniş hareketlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan 1Mayıs İşçi ve Emekçinin Bayramı’nın arkaplanında kanlı sayfalar mevcuttur.Türkiye’de en kanlı 1 Mayıs 1977 yılında göstericilerin üzerine ateş açılmasıyla 35 insanımız canı yitirmiştir. Bugünde 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin verilmemektedir.
Bugün tüm dünyada işçi sınıfına karşı haksızlıklar, hukuksuzluklar devam edereken işçiler haklarını yedirmemek için büyük bir mücadelenin içerisinde yaşamda tutunmaya, var olmaya çalışıyorlar.
Günümüzde sosyal sınıflar arasında uçurumların daha da derinleştiğini görüyoruz. İşçi sınıfı ürettiğinin karşılığını, emeğinin, alın terinin hakkını alamıyor. Bu durum gelişmemiş üçüncü dünya ülkelerinde daha da kötü içler açısıdır.
Çocuk işçiliği sömürüsü tüm hızıyla devam etmektedir. Yoksul aile çocukları okul yerine karın tokluğuna kapitalistler için olumsuz iş koşullarında alın teri dökmektedir. Dünya Çalışma Örgütü bu durumu sadece seyirci olarak tribünlerde oturarak izlemektedir.
Emek dolaysıyla dökülen alın teri kutsaldır. Emek üreten el ve üreten güç demektir. Emek olmazsa, sermaye birşey değildir. Emek her zaman sermayeden bağımsız, onu var eden güçtür. İşçi dolaysıyla emek sermayenin bel kemiğidir.Bugün işçi sınıfının sorunları genelde ülkelere göre farklılıklar gösterse de özelde hep aynı olmuştur. İşçi sınıfı haksızlıklar, eşitsizlikler, adaletsizlikler ve sömürü çarkıyla hep ama hep ezilmiştir. 1 Mayıs, bütün bu olumsuzluklara karşı bir mücadele, bir dayanışma günüdür.
Bugün dünyada milyonlarca işsiz ve yüzbinlerce işçi sendikasız bırakılmıştır. İşçi üzerinde ağanın, patronun ve sermayedarın büyük bir baskı gücü bulunmaktadır. Sendikaların direnme gücü kırılmıştır. Her ülkede iş cinayetleri sorgulanamamaktadır. Bu bağlamda yaratılan işsizler ordusu sermayedarın en önemli kazancına dönüşmüştür.
İşçi sınıfı hakkını sürdürdüğü emek mücadelesiyle kazanmasını başaracaktır...
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun!