SAVAŞ SONRASI EN ÖNEMLİ SEÇİM:

- Popülist Sağın Almanya’da Yükselişi -

SAVAŞ SONRASI EN ÖNEMLİ SEÇİM:
SAVAŞ SONRASI EN ÖNEMLİ SEÇİM:
Bu içerik 1251 kez okundu.

BEYHAN YILDIRIM / İSVEÇ POSTASI


BERLİN - 12,5 milyon Alman vatandaşı, toplam seçmen nüfusun beşte biri, hafta sonu sandık başına gitti. Seçim sonuçları, Federal Almanya’nın kuruluşundan, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana alınan en çarpıcı özelliklere sahip. Euro ve Müslüman karşıtı “Almanya için Alternatif” (Alternative für Deutschland, AfD) seçimin galibi olarak güne damgasını vurdu. CDU-SPD-CSU Koalisyon Hükümeti’nin Euro'yu kurtarmayı amaçlayan “Euro-Kurtarma Politikalarına” karşı konumlanarak 6 Şubat 2013’te kurulan AfD, her üç eyalette de iki haneli seçim sonucuna ulaşabildi (yüzde 25, yüzde 15 ve yüzde 12). Sadece üç yıl önce kurulan AfD girdiği her seçimde barajı aşarak temsil hakkını kazandı: Avrupa Parlamentosu, Saksonya, Brandenburg, Thüringen, Hamburg, Bremen ve şimdi Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Sachsen-Anhalt...
 

EURO VE GÖÇMEN KRİZİ BELİRLEYİCİ


Avrupa genelinde işsizliğin en düşük olduğu eyalette, Baden-Würtemberg’da dahi AfD, 810 bin oy ile yüzde 15’i aşarak, yerel parlamentoda temsil edilecek. Mülteci akını Almanları derinden kaygılandırıyor. Finansmanı ayrı bir sorun, Almanya’nın toplumsal huzuru ve demografik yapısının yüzbinlerce mülteci ile değiştirilme ihtimali ayrı bir sorun. Refahın en üst düzeyde yaşandığı Baden-Württemberg, seçmendeki tehdit algılamasının en somut göstergesidir. 2008'den bu yana devam eden ekonomik ve mali kriz, artı Göçmen Krizi, temel kaygı olarak seçmen tercihini belirledi. Sonuçta, İngiltere, Fransa, İtalya, Polonya, Avusturya ve İspanya'dan sonra Almanya'da da seçmen, ulusal devletten yana, “Popülist Sağ” söylemli bir partiyi ana muhalefet konumuna yükselteceğinin işaretini verdi. Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Sachsen-Anhalt eyaletlerinde düzenlenen Yerel Seçimler, Hükümeti oluşturan koalisyon partileri CDU, SPD ve CSU için de sınav niteliğinde. CDU’dan SPD’ye, Yeşiller’den Sol Parti’ye, siyasi partileri, AfD’nin 2017’de yapılacak Genel Seçimler’de alacağı oy kaygılandırıyor.
 

AfD, EURO'YA KARŞI,  RUSYA İLE İŞBİRLİĞİNİ SAVUNUYOR


Başbakan Angela Merkel'in CDU'sunun daha sağında konumlandığı iddia edilen AfD, Almanya'nın NATO üyeliğine devam etmesi gerektiğini ancak Euro’nun artık ortadan kalkması gerektiğini belirtiyor. Egemen devletlerin Avrupa Birliği’ni savunan AfD, Euro’nun yerine tekrardan ulusal para birimlerine geçilmesini hedefliyor. Doğu Almanya’da geçtiğimiz aylarda PEGİDA (Batı'nın İslamileşmesine Karşı Yurtsever Avrupalılar) adı altında başlayan kitlesel gösterilerin kazananı olarak da dikkat çeken AfD, mülteci ve göç yasasının daha da sertleştirilmesini savunuyor. AfD, Doğu Almanya’da yabancı düşmanı çıkışlarda bulunurken, Batı Almanya’da orta sınıfların da kaygılarını dikkate alan ‘demokratik muhafazakâr’ bir hat tutturmaya çalışıyor. ABD ile işbirliğinin yanı sıra Rusya ile de “İslamcı Teröre Karşı İşbirliğinin” geliştirilmesini savunan AfD, eyalet seçimlerindeki başarılarından dolayı 2015 yılında 5 milyon euro hazine yardımı aldı. Serbest piyasa ekonomisinin sosyal ayağını kuvvetli tutulması gerektiğini vurgulayan AfD’nin yeni yönetimi, Euro karşıtı söylemleriyle 2008’den bu yana Batı ülkelerini derinden sarsan ekonomik ve siyasal krizin kazananları arasında yer alıyor. AfD, Avrupa Parlamentosu’nun yerine ulusal parlamentoların yeniden kuvvetlendirilmesi gerektiğini talep ediyor. Avrupa Birliği ülkelerinde alınan ulusal parlamento kararlarının yaklaşık yüzde 60’ı AB kaynaklı. Kıta Avrupası'nın lokomotifi  konumundaki Almanya ve Fransa’da tüketicilerin ezici çoğunluğu, aradan 14 yıl geçmesine rağmen, ekonomik kriz nedeniyle ulusal para birimlerine (D-Mark ve Franc) geri dönüşü arzuluyorlar.
 

ULUSAL DEVLETTEN YANA,  POPÜLİST SAĞ SÖYLEMLER


Popülist Sağın Almanya’da da yükselmesi sonucunda, sosyal demokrasinin temsilcisi SPD  asıl kaybeden olarak dikkat çekiyor. SPD'nin 2017’de yapılacak Genel Seçimler’de yüzde 20’lerin altına düşmesi ile, “halk partisi” (Volkspartei) iddiasını kaybedeceği öngörülüyor. Diğer partilerin AfD'yi ırkçı olarak ötekileştirmesi ve dışlamasına  rağmen, Almanya genelinde yapılan anketlerde üç yıl önce kurulan AfD, toplam yüzde 11 oy ile şimdiden ana muhalefet rolünü oynamaya başladı. Almanya’da parlamentoda muhalefeti temsil eden Sol Parti ve Yeşiller, yüzde 10’un altında kalmaya devam ediyor. AfD’nin yükselişinin devam etmesi durumunda,  CDU ve SPD’nin büyük koalisyonlar ile Almanya'da hükümeti oluşturması zorlaşacak.


SANAYİCİLER DESTEKLİYOR

Euro ve Müslüman karşıtı bir siyaset izleyen AfD’nin en önemli destekçileri arasında “Alman Sanayiciler Birliği” eski başkanları Heinrich Weiss (1991-1992) ve Hans-Olaf Henkel de (1995-2000) yer alıyor. Hans-Olaf Henkel, AfD’yi Avrupa Parlamentosu’nda temsil ederken Heinrich Weiss, Almanya’da işverenler ve siyasiler arasında bağlantıları çok güçlü aktör olarak tanınıyor. Weiss, Eski Başbakan Helmut Kohl’ün (1982-1998) Genel Başkanlığı’nı yaptığı CDU’nun Ekonomi Kurulu Başkanlığı görevinden sonra, üst düzey Alman işverenlerinin (top manager) üyesi olduğu Doğu Komisyonu (Ost-Ausschuss) ve Avrupa-Pasifik işveren örgütlerinde on yılı aşkın bir süre yöneticilik yaptı. Weiss’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu SMS Group, 3,5 milyar Euro yıllık cirosu ile makine üretmeye devam ediyor. Weiss, Handelsblatt’a yaptığı açıklamada (15.5.2013), AfD’yi maddi olarak destekleyen çok sayıda işverenin olduğunu, ancak söz konusu işadamlarının isimlerini açıklamak istemediklerini söylüyor. AfD’yi maddi olarak desteklediğini açıklamaktan çekinmeyenler arasında, dünyanın her yerinde otobüs duraklarını yapan, Berlin merkezli WALL AG firmasının sahibi Hans Wall da bulunuyor.

almanya berlin seçim angela merkel frauke petry almanya için alternatif cdu spd csu
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ