İSVEÇ POSTASI
FBI tarafından yaratılan “Anom” adlı App organize suç örgütü mensuplarını ağına düşürerek ve suç liderleri yoluyla yayılmasını da sağladı. Böylece binlerce kişi şifreli telefonları kullanarak FBI’nın ağına takıldı. Bu liderlerden birisinin de İsveçli bir kişi olduğu ve ABD yakalanması gerekli suçlular listesinde bulunduğu açıklandı.
Truva Kalkanı Operasyonu’na dünya çapında 9.000'den fazla polis memuru katıldı. 155'i İsveç'te olmak üzere 800 kişi tutuklandı. Tonlarca uyuşturucu, silah, lüks otomobil ve paralar ele geçirildi. Bütün bunlar, FBI'ın 300 suç şebekesi içindeki 12.000 kişiyi, aslında dinlenen ve izlenen şifreli telefonları kullanmaları için kandırma başarısının bir sonucu olarak gerçekleşti.
Sisteme Anom adı verildi ve polis benzer araçları Encrochat ve Sky Global'ı kırmayı başardığında suç çevrelerinde çılgına döndü. FBI'ın planı kurnazlık kadar basitti: suç çetelerinde tam şeffaflık ve kontrol sağlamak. Ama birini ya da birilerini ağa düşürmek gerekiyordu. Birinin haberi ve donanımı yayması, yani telefonları piyasaya sürmesi gerekiyordu. FBI, bunu da başararak lider figürlerden bazılarını ağa düşürdü.
Anom platformunu yaydığı için ABD'de şu anda FBI tarafından yargılanan 17 kişiden biri 37 yaşında İsveçli bir adam. Salı gecesi geç saatlerde ortaya çıktı. Ardından, 28 Mayıs'ta San Diego'da açılmış olan bir kovuşturmanın gizli damgası kaldırıldı ve belgeler kamuoyuna açıklandı.
Aftonbladet gazetesinin ulaştığı kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre, 37 yaşındaki İsveçli, FBI tarafından Anom platformunun üç yöneticisinden biri olarak seçildi. Bu üç kişi, sistemin tam kontrolüne sahiptiler. Diğer şeylerin yanı sıra, yeni kullanıcılar ekleyebilir ya da biri yakalanırsa telefonları uzaktan silebilme hakkına da sahiptiler.
ABD Adalet Bakanlığı sözcüsü Kelly Thornton, Aftonbladet'e yazdığı bir e-postada, "Uyuşturucu kaçakçılığını ve kara para aklamayı kolaylaştırmak ve adaleti daha da zorlaştırmak için Anom birimlerini diğer suçlulara dağıttılar" dedi.
FBI'a göre, 37 yaşındaki İsveçli aynı zamanda Anom birimlerini diğer suçlulara satan dört "etkileyiciden" kişiden birisiydi. Savcılar, "Onlar, diğer suçlular üzerinde gücü ve etkisi olan tanınmış suçlular. Ayrıca, konu şifreli cihazlar olduğunda bilgi ve uzmanlıkları ile itibar kazandılar. Bu etkileyicilerin (influencers), başkalarının belirli türde şifreli cihazları kullanmasını sağlamada büyük bir etkisi olduğunu” iddianamelerinde yazıyor.
İddianameye göre, platformu FBI'ın himayesinde kurulduğundan habersiz, "suçlular tarafından suçlular için inşa edilmiş" olarak pazarladılar.
Savcı Randy Grossman, ”Asıl büyük ironi, suçluların yargıdan sakladıkları birimlerin aslında yargının fenerleri olmasıdır. Bu iddianameyle ve bu platformun FBI tarafından yönetildiğini açıklayarak şifreli cihazlara olan tüm güveni sarsmayı hedefliyoruz” diyor.
Pazartesi günü dünya çapında16 değişik ülkede düzenlenen baskınlarda 17 zanlıdan sekizi yakalanarak tutuklandı. Hâlâ yakalanmaya çalışılan dokuz kişi arasında 37 yaşındaki İsveçli de bulunuyor. İddianameye göre bu kişi Türkiye'de yaşıyor. Anom telefonlarını suçluların eline vermekten en çok sorumlu olarak gösterilen adam - Hakan Ayik - aynı zamanda Türkiye ile bağlantılı.
BBC'ye göre Avustralya Federal Polisi'nden Jared Taggart, "Bu cihazlar neredeyse her yerde bulunuyor ve bu bir soy ağacı gibi, muhtemelen tüm telefonların izini ona kadar sürebilirsiniz" dedi.
BBC’nin yazdığına göre, 42 yaşındaki Türkkökenli İsveçli Hakan Ayik, Avustralya'da büyüdü ve orada "Facebook gangsteri" olarak biliniyor. Ayık, pahalı saatlerini, arabalarını ve alışkanlıklarını sosyal medyada sergilediği için seçildi. Avustralya polisine göre, yaşam tarzını uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer organize suçlarla finanse etti.
Avustralyalı bir müfettiş yerel basına verdiği demeçte, “Yeraltı dünyasındaki konumu için seçildi. Platformu başarıyla yayabilecek birincil hedef olarak belirlendi” dedi.
BBC, Hakan Ayık'ın daha önce Avustralya'nın en çok aranan suçlularından biri olduğunu yazıyor. Şimdi polis, onu kendi güvenliği için yetkililere teslim olmaya çağırıyor. Avustralya federal polisi başkanı Reece Kershaw, “Kendisine yönelik tehdit gözönüne alındığında, kendisinin mümkün olan en kısa sürede bize teslim olmasının en iyisi olacağını” ifade ediyor.