İSVEÇ POSTASI
İran asıllı sanatçı Sadaf Ahmadi, 16 Eylül'den itibaren Borås'taki Kültürevi’nde sergilenecekti. Serginin teması Ahmadi'nin doğduğu ülke olan İran'da İslam rejiminin kadınlara uyguladığı baskıyı anlatmaya yönelik. Serginin bir kısmı İran'da yetkililer tarafından öldürülen kadınların portrelerinden, bir kısmı ise yüz hariç tüm vücudu kaplayan ve İran'daki bazı Müslüman çevrelerde kadınlar tarafından giyilen çarşaflar giymiş kadınları temsil eden havada asılı sallanan heykellerden oluşuyor.
Borås gazetesine sanat eseri hakkında konuşan Sadaf Ahmadi, “Dokuz yaşımdayken ilk kez çarşaf giymeye zorlandığımda, bir tür coşku, Tanrı ile bir temas yaşadım. Yıllar geçtikçe kuralların hayatımı nasıl şekillendirdiğini daha iyi anladım. Zamanla bu durum ağırlaştı, bu yüzden beton kullandım” diyor. Fakat, Borås belediyesi kültür direktörü Ida Burén İsveç toplumunda ve medyasında de çok tartışılan bir karar aldı: Öldürülen kadınların portreleri planlandığı gibi sergilenirken asılı sallanan çarşaflı heykeller durduruldu.
Ida Burén, kararın, eserin Kulturhuset'in çok ziyaret edilen girişindeki hedeflenen konumu, eserin motifi ve İsveç'te kötüleşen güvenlik durumuna ilişkin dengeli bir değerlendirmeye dayandığını açıklıyor. Expressen gazetesine; “Sergiyle ilgili güvensiz bir durumu riske atmamak için bu çalışmayı kaldırmamı sağladı” ifadelerine yer veriyor.
Sadaf Ahmedi bu durumu çok eleştirisel buluyor. Borås gazetesine verdiği demeçte, “Kulağa İran'dakiyle tamamen aynı geliyor. İran'da sanat sansürlendiğinde tam olarak bunun inançlı insanlara zarar vereceğini söylerler” diyor.
Kültür müdürün bu karar hem isveç basınında hem de İsveç'te pek çok kişiyi üzdü. "Borås belediyesi kültür müdürü Ida Burén gibi İslami rejimin sesi olmayın. İranlı kadınların sesi olun" en çok dillendirilen eleştiriler arasında yer alıyor.
Expressen gazetesinin kültür şefi Victor Malm ise: "İsveç halkı üzerinde gücü olan kültür yöneticileri ve diğer bürokratlar mantık yürütmeye başlarsa, küfür yasalarına ihtiyacımız kalmaz. O zaman onları çağıran mollalar zaten istediklerini almış oldular” diye yazıyor
Aftonbladet'te sanat eleştirmeni Ulrika Stahre şöyle yazıyor: "Belki de sergilerimizde sadece cennetler kalıyor. Her halükarda, görünüşe göre mücadele eden İran halkıyla herhangi bir dayanışmayı göze alamayız.”
Expressen’in, “Bu tartışmalar çerçevesinde kazananın ifade özgürlüğü düşmanları olduğu yönündeki eleştirileri nasıl görüyorsunuz?” sorusuna Ida Buren, “Sadece anladığımı söyleyebilirim. Bu çok büyük bir ikilem. Günümüze meydan okuyan eserleri sergileme görevi olan sanat müzesinde olsaydı eserin bir yeri olacağı aşikardı. Ancak Kültürevi’nin çok daha açık ortamı ve farklı misyonuyla, yöneticilik şapkasını takıp daha büyük meselenin sorumluluğunu almam gerekiyor. Bu akşam Sadaf'la güzel bir görüşme yaptım. Aynen dediğin gibi çözüm istiyorsun. Henüz bir sonuca varamadık ama işlerle ilgili bir diyaloğumuz var.”
Ida Burén, kararı Borås Şehrindeki Bilgi ve Güvenlik Merkezi'nin tavsiyesi üzerine verdi. Bölüm başkan vekili Rangbar Mohammad, Borås gazetesine şunları söyledi: “Meslektaşlarım bu çalışmanın bir olumsuzluğa ve rahatsızlığa neden olabileceği sonucuna vardı.”