İSVEÇ POSTASI

BASINA VE KAMUOYUNA

Ülkemiz son 15 yıldır çok tehlikeli dönemlerden geçmekte ya da yaşamaktadır. Dördüncü kuvvet olarak kabul edilen yargı ve yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınmakta, yargı üzerine siyasi iktidarın gölgesi düşmekte, haksızlık, hukuksuzluk içinden çıkılmaz bir durum arz etmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını işlerine geldiği gibi algılayanlar bir alt yargı kurumunun kararlarını hukukla bağdaşmayacak biçimde uygulamaya koymakta bir sakınca görmemektedirler.

Büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk yargıya ilişkin bir konuşmasında; "Efendiler, Anayasamız tümüyle ulusun isteklerini, Meclis’in niteliğini ve gerçek biçimini gösteren bir yasadır. Bu yasa olmasaydı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gerçek niteliği hakkında dünya kesin bir fikir edinemeyecekti ve düşmanlarımız bunun için çok çaba harcamışlardır” der.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı 30 Ocak 2024 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda okundu. Can Atalay'ın milletvekilliği resmen düşürüldü. Anayasa Mahkemesi'nin ”hak ihlali” yönündeki iki kararına rağmen yapılan bu uygulama ile TBMM, Anayasa Mahkemesi’ni ve Anayasa'yı yok sayarak, anayasal güvencenin, hukuk güvenliğinin, ve devletin varlığıni tehlikeye atmışlardır. Bu karar yüzüncü yılını doldurduğumuz ”Cumhuriyet” tarihimize, Anayasa hükümlerine bir kara leke olarak kazınacaktır. Anayasa kararları tartışılmaz hükmündedir. Anayasa Mahkemesi’nin üstünde başka bir karar organı yoktur. Yargı bağımsızlığı tüm siyasi iktidarların dışındadır, siyasallaştırılamaz. Adalet sistemimizi dumura uğratan bu karardan geri dönülmelidir.

Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edilmiş olan Can Atalay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin tahliye kararına rağmen hukuksuz olarak tutukluluğunun üzerine, gene hukuksuz bir şekilde milletvekilliği düşürülmüştür. Bu karar sadece Can Atalay'ın milletvekilliğini değil, ona oy veren yüz binlerce bireyin, Hatay halkının seçme ve seçilme hakkını da hiçe saymaktır!

Büyük Atatürk bir asır önce, 1922 yılında milletinin bağımsızlığının, güvencesinin, devletin saygınlığının nasıl korunması gerektiğini şu sözüyle çok açık bir şekilde anlatmış: "Adâlet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.”

Bizler, yurt dışında yaşayan Atatürkçüler olarak; laik, demokratik, ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuk güvenliğinin Atatürk ilkeleri ışığında korunması ve devamı için mücadele verenleri desteklemeye devam etmeye kararlıyız!

“HATAY HALKI VEKİLİNE KAVUŞMALIDIR”

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜNYA PLATFORMU - ADDP