İSVEÇ POSTASI
İsveç Demokratları lideri Jimmie Åkesson, vatandaşlığın geniş çapta geri çekildiği topyekün bir sistem değişikliğine gidilmesi gerektiğini savunduğu uzun söyleşisinde bunu söylüyor: ”Entegre olmak istemeyen yüzbinlerce insanın entegre olması olanaklı olmayacaktır.”
İsveç Demokratları (SD) 1988 tarihinden itibaren adım adım ilerliyerek Eylül 2022 seçimlerinden Sosyal Demokratların ardından ikinci parti olarak çıktı. Tidösarayı anlaşmasıyla sağcı koalisyon hükümetine girmeden dışarıdan destekleme görevini kabul etti. Fakat hükümette sözü en çok geçen parti konumunda bulunuyor.
14 Ekim 2022'de seçimlerin kesin sonucundan sonra tarihi atılımını tamamlanmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Daha sonra Jimmie Åkesson, Ulf Kristersson (M), Ebba Busch (KD) ve Johan Pehrson (L) ile yan yana durarak Tidö Anlaşması'nı sundu.
Bu anlaşma, İsveç Demokrat politikalarının çoğunu içeren ve partiye benzersiz bir etki garantisi veren bir belge durumunu doğurdu. Bugün parti için artık bir sonraki adıma bakış açısı belirlenmiş durumda: Hükümete adım atmak. Ancak aynı zamanda SD'de Jimmie Åkesson'un artık açıkça bahsettiği somut bir hayal kırıklığı da var. Onu dile getirerek; “Ortaya çıkan bazı önemli şeyler var. Ve bunlar geciken asıl şeylerdir. Bu durumların bir sorun olduğu çok açıktır” diyor.
Söyleşide öne çıkan bazı başlıklar şunlardır:
Sıkılaştırılmış göç politikası ve yeni başlatılan ancak altı ay geciken büyük sığınma soruşturması. Ayrıca hükümet, cezaların ağırlaştırılması konusunda da geride kalıyor.
Hükümetle bizzat görüşmelerde sokağa çıkma yasağı olasılığını gündeme getirdik. Parti de 13 yaşındakilerin hapse atılması için baskı yapıyoruz. Kısa vadede işe yarayan baskıcı tedbirlerdir. Polis ve tüm adalet sistemi için daha sert cezalar, daha iyi ve daha geniş kapsamlı araçlar var.
Bu ölümcül silahlı saldırıların buzdağının sadece görünen kısmı olduğu anlaşılmalıdır. Bunun arkasında çok yaygın olan ve tüm toplumu kemiren klan (aşiret) yapıları, namus yapıları ve diğer suç yapılarının bulunduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla bu, yalnızca nispeten geniş bir siyasi anlaşmanın olduğu İsveç vatandaşlığına sahip olmayan ciddi suçluların sınır dışı edilmesi değil, aynı zamanda İsveç vatandaşı olan ancak çeşitli nedenlerle bu hakkını kullanmış olanların da sınır dışı edilmesi gereklidir.
İnsanların İsveç vatandaşı olarak İsveç'te yaşadığı ancak hâlâ İsveççe konuşamadıkları bir durum var. İsveç toplumuyla hiçbir bağlantıları yok. Onlar sadece suç işlemek için buradalar. İsveç vatandaşlığının ve İsveç pasaportunun uluslararası alanda itibarını zedeliyorlar. İsveç'in artık tüm bunlardan uzaklaşması gerekir. Vatandaşlığı iptal etmekle başlamaktan başka bir çözüm olduğunu düşünmüyorum.
İnsanları değerlerimize uymaya zorlayarak bunu kırmamız gerekiyor. İsveç'te yaşayıp bir klan toplumunun parçası olamazsınız ama bizim toplumumuz farklı bir şekilde inşa edilmiştir. Ya bunu kabul etmelisin ya da başka bir yere taşınmalısın.
Çünkü alternatif çok daha kötü. En azından refah ve kamu hizmetini vatandaşlıkla ilişkilendiriyorsunuz. Ve aynı zamanda vatandaşlık şartlarını da önemli ölçüde artırıyorsunuz.
Entegrasyon politikası, insanların genel olarak İsveçli olmak istediklerine dair yanlış bir izlenime dayanıyor. Fakat onlar bunu istemiyorlar.
Bütün partilerin er ya da geç bir seçimle karşı karşıya kalacağına inanıyorum: Ya yaptığımız gibi devam edeceğiz, ya da hâlâ İsveç olarak gördüğümüzü düşündüğüm bu ülkeyi bir araya getirebilmenin yeni yollarını bulacağız.
Seçmen aslında zaten hükümet tabanındaki en büyük partinin de hükümette yer almasını bekliyor. bunun tamamen makul bir görüş olduğunu düşünüyorum. Gelecek seçimde bence bunu yapabiliriz.
Foto basın: Anna- Karin Nilsson