İSVEÇ POSTASI
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı kapsamında Türk Gençlik Federasyonu Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Atatürk Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevtap Demirci “Bilinmeyen Yönleriyle Lozan Antlaşması” üzerine bir konferans vermek üzere davet etti. Türk Gençlik Federasyonu lokalinde gerçekleşen konferansa katılım düşük de olsa, katılan gençler açısından çok yararlı ve verimli bir konferans oldu.
Prof. Dr. Sevtap Demirci, Lozan Konferansı’nın Galip ve mağlup devletler arasında değil, uluslararası katılımla gerçekleştiğini ve bununda görüşmelerde çetin hesaplaşmalara sahne olduğunu söyledi. Demirci; “Çünkü her devletin kendi çıkarlarını kabul ve dikte ettirme yarışı vardı. İngiltere başı çekiyordu” derken Türk delegasyonu’nun Lord Curzon’a karşı verdiği çetin mücadeleyi nasıl ödün vermeden inatla her türlü olumsuz koşullara karşın sürdüğünü belgelere dayılı olarak anlattı.
Prof. Demirci, Lozan Barış görüşmelerinde en çetin tartışmaların üç noktada ortaya çıktığını ve bunların, 1- Misaki Milli Sınırları, 2- Boğazlar Meselesi, 3- Azınlıklar Meselesi olduğunu belirtirken zamanın ve koşulların çerçevesinde Boğazlar Meselesi ve Misaki Milli sınırları içinde olan Musul’un daha sonra çözülmek üzere görüşmelerden çıkarıldığını söyledi. Boğazlar 1936 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün usçu politikalarıyla imzalanan “Möntre Antlaşması”yla çözüldüğünü fakat Musul meselesinin önce “Halk Oylaması” yoluyla çözümün İngiltere’nin kabul etmemesi ve ardında büyük çaplı Musul ve çevresini bombalayarak binlerce insanı öldürmesiyle ortadan kalktığı ardından Irak sınırına yığınak yapan Türk askerinin Musul’a yürümesi an meselesiyken Şeyh Sait’in sözde “Şeriat İsteriz” diyerek ayaklanması ve ordunun üç ay bu isyanla meşgul olması Musul’un Cemiyetler Topluluğu’nca (Bugün BM) İngiltere’nin sömürgesine dönüşen Irak verilmesiyle sonuçlandığını vurguladı.
Demirci, Lozan Barış görüşmelerinde en olumsuz yönlerin haberleşme de yaşandığını ve kullanılan telgraf hattının İngiliz firmasına ait olduğu ve Türk Heyeti’nin şifreli yazışmalarının çözülerek Lord Curzon’nun masasına düştüğünü ve Türk tezlerinin dolaysıyla önceden bilinerek ona göre adımların atıldığını söyledi. Aynı durumun görüşmelerin 4 Şubatta kesilmesiye Ankara’da BMM’inde yapılan “Gizli Oturum”larda konuşulanların da aynında Lord Curzon’a ulaştığı ve içerideki casusun birtakım varsayımlar olsa da kim olduğunun kesin olarak belirlenemediği dile getirdi.
Birinci Dinya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan Sevr Antlaşması”yla “Tabut”a son çivinin çakıldığını ve fiilen Osmanlı diye birşeyin kalmadığı 1800’lerde ortaya çıkan “Şark -Doğu- Sorunu meselesiyle Osmanlı topraklarının paylaşıldığını söyledi. Prof. Demirci, “Bu paylaşıma bir kişi karşı çıkarak ve halkını örgütleyerek dur, dedi. Bu kişi de Gazi Mustafa Kemal Paşa’dır” dedi. Kurtuluş Mücadelesi, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve Ankara Hükümeti adıyla çetin mücadele yürütmesi ve bu mücadeleyi başarıya ulaştırarak bağımsız “Türkiye Cumhuriyeti”ni kurması onun asker olduğu kadar devlet adamı yönününde ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesidir değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Sevtap Demirci, “Kim nederse desin, kim ne yalanlar uydurursa uydursun ama, şu bir gerçektir ki; Lozan Barış Antlaşması Türkiye’nin tapusudur. Bağımsızlığımızın vazgeçilmez gerçeğidir” dedi.