STOCKHOLM’DA, MUSTAFA KEMAL’İN İZİNDE BALKANLAR VE RUMELİ’DE OSMANLI MİMARİSİ KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Stockholm’da, Mustafa Kemal’in İzinde Balkanlar adlı belgesel filmi gösterildi. Osmanlı’nın balkanlardaki (Rumeli) mimarisi üzerine bir konferans gerçekleştirildi.

STOCKHOLM’DA, MUSTAFA KEMAL’İN İZİNDE BALKANLAR VE RUMELİ’DE OSMANLI MİMARİSİ KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
STOCKHOLM’DA, MUSTAFA KEMAL’İN İZİNDE BALKANLAR VE RUMELİ’DE OSMANLI MİMARİSİ KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Admin
Bu içerik 613 kez okundu.

İSVEÇ POSTASI

Stockholm’a İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği ve Demokrasi İçin Kadın Federasyonu tarafından davet edilen Mustafa Kemal’in İzinde Balkanlar Belgeseli yapımcısı Nahide Deniz ve sponsoru Rıfat Yakupoğlu’nun yanı sıra Balkanlarda (Rumeli) Osmanlı Mimarisi üzerine bir konferans vermek için davet edilen Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu katılımcıları memnun eden başarılı sunum gerçekleştirdi.

Program öncesi saygı duruşu ve Ulusal Marşımız söylendi. İsveç Atatürkçü Düşünce derneği Başkanı Mustafa Sönmez bir konuşma yaparak ülke sorunlarına parmak bastı. İşte konuşması:

“Değerli bayanlar ve beyler;

Bugünkü etkinliğimiz için aramızda bulunan değerli konuklarımıza ve sizlere hem İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği hem de Demokrasi İçin Kadın federasyonu olarak hoş geldiniz diyoruz. Konuklarımızdan Nahide Deniz Hanımefendiyi 2022 nin 10 Aralık günkü etkinliğimizde M. K. Atatürk’ün Sofya Yılları belegeselinden tanıyorsunuz. Bugün de Balkanlardaki Osmanlı Mimarisi üzerine konuşacak olan Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu’nun tanıyacaksınız. Ayrıca bugünkü izleyeceğiniz filmin hem yapımcısı hem sponsoru olan Rıfat Yakupoğlu ve sevgili eşine de hoş geldiniz diyoruz.

Nisan ayı bizler için çok önemli bir aydır. Üç önemli oluşuma sahne olmuştur. Ülkemiz işgal altında inlerken kurtuluşa giden yolun 23 Nisan 1920 yılında Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılarak lokomatifi olmuştur. Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasında başkanı olan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde eşsiz bir rol oynamıştır.

İkincisi; Anayasa’mızda "Devletin dini, İslam dinidir" maddesi 10 Nisan 1928'deki değişiklikle kaldırılarak’ laiklik ilkesi 1937'de anayasamıza girmiştir.

Üçüncüsü; 17 Nisan 1940 yılında Köy Enstitüleri açılarak okuma olanağı bulamayan binlerce çocuğumuza “iş içinde eğitim” felsefesiyle çağdaş eğitim olanağı sağlandı. Ülkemizin yolsuz okulsuz köylerine gönderek hem çocukların eğitimine hem de köy halkına büyük katkı koydular. Ne yazık ki, ABD ve toprak ağalarını korkuttuğu, ürküttüğü için Menderes hükümetince 1954 yılında kapatıldı.

Bugün BMM daha sonraki adıyla TBMM’nin kuruluşun 104.yılını doldurduk. Hepimize kutlu olsun.

BMM kuruluşunda Cumhuriyet’e uzanan yolda meclis içerisinde Mustafa Kemal Paşaya karşı kendilerini 2. Grup olarak nitelendiren ve herşeye karşı olan bir grup vardı ve dolaysıyal bir kutuplaşma söz konusuydu. Fakat, M.Kemal Paşa akılcı stratejisiyle bu grubun etkin rol oynamasını önledi. Ülkemizi kurtuluşa götürdü.

Bugüne dönersek, az bir zaman önce 100 yılını geride bıraktığımız ülkemizde korkunç çok farklı bir kutuplaşmanın girdabına düştüğünü görüyoruz. Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne daha doğrusu tek adamlık sistemine geçtik. Bu durum ülkemizin devasa sorunlarla karşı karşıya kalmasına yol açtı. İktidardaki tek adamın inadı bu kargaşanın hâlâ sürmesine yol açıyor. 1920’lerde BMM’nde Atatürk’e karşı olan 2. grup felsefesinin 22 yıldır devleti ele geçirdiğini görüyoruz. Bu grubun Cumhuriyet karşıtlığı gözlerimizin önünde bir sinema şeridi ya da bir tiyatro sahnesi gibi izliyoruz.

Bugün Türkiye’nin önünde çok zorlu ve önemli bir süreç vardır. Cumhuriyetçi güçlerin sıkı mücadelesi kaçınılmaz olarak bizleri beklemektedir. Bugün, olmak ya da olmamak sorunuyla karşı karşıya bulunuyoruz.

Ülkemizin Cumhuriyetimizin çağdaş değerlerine geri dönmesi İçin;

  1. Tarikat ve cemaat ve onların vakıflarına karşı
  2. Mülteci sorununa karşı
  3. Gerici ve bilimsellikten uzaklaşan eğitime karşı
  4. Laiklik, ülkemizin olmazsa, olmazıdır. Laiklik karşıtlarına karşı
  5. Tarafsız, dengeli ve ülkemizin çıkarlarını gözönünde bulunduran bir dış politika izlenmelidir. Bugünkü dış politika anlayışına karşı
  6. M. K. Atatürk’ün “Bir hükümetin görevi ulusunun insanlarını korumak ve refahını sağlamaktır. Eğer bunu yapıyorsa, iyidir; yapamıyorsa, kötüdür” demiştir.  Bugünkü iktidarın kötü yönetimine karşı...

Değerli katılımcılar, işte, bütün bunlar için Cumhuriyetçi güçlerin çok iyi bir organizeyle örgütlü olarak güçlü bir demokratik mücadelenin içerisine girmesi artık kaçınılmazdır. Anadolu insanının söylemiyle, “Bıçak çoktan kemiğe dayanmıştır.” İnsanlarımız, yurttaşlarımız dünyanın neresinde olursa olsun, ülkemizdeki güçlerle birleşmesiyle yeniden bir Kurtuluş Savaşı kazanılacaktır.

M. K. Atatürk, "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim" demiştir.

Saygılar sunuyorum.”

Demokrasi İçin Kadınlar Federasyonu Başkanı Macide Akay’da bu etkinliği neden gerçekleştirdikleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Atatürk’ün Balkanlardaki izini süren belgesel Filmci Ufuk Karakaş ve Nahide Deniz ortaya çok başarılı bir belgesel çıkarmışlar. Film gösterimi öncesi konuşan Nahide Deniz, neden böyle bir belgesel yapmak gereğini duyduklarını anlattı. Atatürk’ün balkanlardaki yaşamının yeterince ele alınmadığı ve kimileri tarafından da yalan yanlış bilgiler verildiğini söyleyerek, “Çok titiz bir çalışma yaptık. Konunun uzmanlarını bularak konuşturduk. Atatürk’ün bu yönünü gerçek belge ve bilgilere dayanarak belgeselleştirdik” dedi.

Belgeselin hem sponsorluğunu hem de yapımcılığını üstlenen Rıfat Yakupoğlu’da belgeselin yapımıyla ilgili bilgiler verdi.

Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, Balkanlardaki Osmanlı Mimarisi’nin Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan ülkelerinde izlerini sürerek tek tek fotoğraflayarak ve bu fotoğraflar eşliğinde bugün ne durumda bulunduklarını anlattı. Gerçekten de Osmanlı’dan kalan yapılar ya harabeye dönüştürülmüş ya da kilise, müze haline dönüştülerek kullanılmaya başlamış. Pek çok cami, imaret yıkılarak harabe durumuna getirilmiş.

Neval Konuk Halaçoğlu, “Bugün bu eserleri restore etmek, onarmak olanaklı değil. Özellikle Yunanistan izin vermiyor” diyerek eserlerin acıklı durumun devam ettiğini söyledi. Atatürk’ün yaşadığı evin satın alındıktan çok çok sonra restore edildiği ve ancak 1953 yılında ziyarete açıldığını belirtti. Bu uzun serüvene ilişkin bilgiler verdi.

 

 

 

 

                Neval Konuk Halaçoğlu, Macide Akay, Rıfat Yakupoğlu, Nahide Deniz, Mustafa Sönmez

                                                               Katılımcılardan bazıları konuklarla birlikte

                                      Demokrasi İçin Kadın Federasyonu yönetim kurulu    

                                                                 İsveç ADD Yönetim Kurulu konuklarla bir arada

Stockholm Mustafa Kemal'ın İzinde Balkanlar Rumeli'de Osmanlı Mimarisi film konferans İsveç ADD Demokrasi İÇin Kadın Federasyonu Nahide Deniz Rıfat Yakupoğlu Neval Konuk Halaçoğlu
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ