İSVEÇ POSTASI
İsveç’in NATO üyelik başvurusunda bulunmasın ardından başlayan süreç ve Türkiye’nin İsveç’ten bazı isteklerini olması ve yerine getirlmesini istemesiyle bir belirsizlik ortamı doğdu. İsveç, bizim için bazı şeyler sorunlu derken arkasından Madrid’de bir metin üzerinde mutabakat sağlandı. Fakat İsveç, Küet teröristlere ve aşırı sağcı – ırkçı Rasmus Paludan’a boyun eğdi ve NATO üyeliği gelecek bahara kaldı.
İsveç eski Dışişleri Bakanı Ann Linde; “Geriye dönüp baktığımızda belki de B, C ve D planlarımız olmalı ve Türkiye’nin istediklerinin arkasında durulmazsa ne olur diye aklımızı başımızda taşımalıydık” derken, aynı zamanda böyle düşünmenin çok anlamsız olduğunu da ekliyor: “Onaylamayı birkaç farklı görüşmede resmi olarak güvence altına aldık. Güvenlik teminatları almak için de çalıştık. Elimizden gelen her şeyi yaptık” yorumunu yapıyor.
Üyelik başvurusunun odak noktası, başvuru süresi boyunca, İsveç tam üye olmadan önce NATO'dan alınan güvenlik garantileriydi. Türkiye'nin dönüşü Linde'yi şaşırttı. Hükümet dairesinden bir kaynak bunu "Türkler bizi hazırlıksız yakaladı" şeklinde tanımlıyor.
Diğer yandan eski Başbakan Magdalena Andersson ise, yoğun diplomatik çalışma çağrısında bulunuyor ve ekliyor: “Burada biraz endişe verici durum oldu. Başbakan Ulf Kristersson, Türkiye ile yakın temasın olması gerektiğini ve bunun önemli olduğunu vurguladı, ancak İsveç mevzuatının neye benzediğini ve neden bu şekilde çalıştığını açıklamak için Müslüman ülkelerle de buna sahip olmamız gereken ilişkileri tam açıklayamadı” değerlendirmesini yaptı.