İSVEÇ POSTASI
Şanlı Urfa il sınırları içerisindeki Göbekli Tepe adını “göbek” biçimindeki oluşumundan alır. İlk kez 1964 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi tarafından yapılan arkeolojik araştırmada fark edildi. 1994 yılında Alman arkeolog Klaus Schmidt üzerinde çalışmalar yaptı. Bugün Türk arkeologlar gözetiminde çalışmalar devam ediyor ve ortaya yeni yeni buluntular, alanlar çıkarılıyor. 1995 Şanlıurfa Müzesi ile işbirliği içinde kazılara başladı. Çalışma ekibi kısa sürede “T” şeklindeki sütunları keşfetti.
Ege Üniversitesi Öğretim Görevlisi Özgür Barış Etli Göbekli Tepe'yi anlatıyor
Özgür Barış Etli anlatımını hazırladığı görsel üzerinden yaptı. Konferansı özetliyerek kısaca yazıya döküyoruz. Göbekli Tepe bir inanç merkezi olarak “Şamanlık” ön plana çıkıyor. O dönemlerde Şamanlık sadece doğu ve ortaasya bölgelerinde bulunuyor. Ortaya çıkarılan hayvan figürleri taşlar üzerine işlenmiş ve bulundukları yerlere sonradan dikilmişlerdir. Göbekli Tepe’nin dikili taşları kendisinden 500 metre uzaklıkta bulunan taş ocağından çıkarılıp işlenmiş ve birtakım yollarla dikilen alanlara taşınmıştır. Genellikle kütükler üzerinde ve kütüklerin hareket ettirilmesiyle taşındığı tahmin edilmektedir.
Özgür Barış: “İnsan ve hayvan motifleri sadece kabartma olarak değil, üç boyutlu ortamda heykel olarak yapılmıştır. Örneğin bu resimde görüldüğü en solda bir insan kafası var. Bu bir heykelden kopan parça değil, direk insan kafası olarak yapılmıştır. Ayrıca uzun ve maske biçiminde yapılanlar var. Bunların dışında çok sayıda yaban domuzu heykelleri var. Bunun nedeni de yaban domuzlarının üreme gücünü göstermesi açısından önemlidir. O dönemlerde insanların buzul çağından çıkarak üreyip dünyaya dağıldıkları bir dönem olduğu için yaban domuzu motiflerini çoklukla kullanmışlardır. Ne yazık ki, bu heykel başı 2012 yılında çıkarıldı ve sonrasında çalınmıştır. O günden bu yana izine rastlanmamıştır.
Şamanizme direk bağlayabileceğimiz totem direkleri var. Yine dünyada ilk kez taş olarak gördüğümüz totem heykelleri. Buna kızılderililerde, Mayalarda, Sibirya steplerinde sıkça görülen özelliklerdir. Burada gördüğümüz bir doğum sahnesinin taşlaştırılmış halidir. Bebek burada ve yanlardaki taşlarda bebeği koruyan yılan motifleri vardır. Bu da o döemlerde anadolu2da ‘ana Tanrıça’ motifi çok güçlüdür, acaba ilk ‘Ana Tanrıça’ düşüncesinin ilk başladığı yerin sembolü müdür, bu totem? Bunlar tapınak ya da yerleşim olduğu için yapı da diyebiliriz. Zemimi taş ve geçirgen değil, taşların arasına kanallar yapmışlar. Bu kanallardan dışarıya su ya da kan akmış olabilir.
Bu yıl bulunan eserlere bakacak olursak, bu resim bir yaban domuzu ve çene kısmına bakarsanız boyalı olarak görülüyor. Diğer heykellerde bir boya göremiyoruz fakat, 12 bin yıl önce bir yapıda yaban domuzu bulunuyor ve boyanmış. Bu dünyanın ilk boyanmış heykeli. Burada bir rölief var ve çok ilginçtir. Biz hep tek taş üzerine motifler gördük. Fakat bir duvara bunu rölief olarak yapmaları çok ilginçtir. Bir İskender lahtinde gördüğümüz yan sahneler ya da Halikarnas Müzesinde gördüğümüz yan sahnelerin çok çok öncesinde ortaya çıkıyor. Burada bir tema anlatılıyor. Bir insan motifi var ve sağında, solunda onu koruyan iki aslan var. Bu resim M.Ö 10 bin yılına ait iki aslan motifi ve bunu daha sonra 8 bin yıllarında Hititlerde göreceğiz. Daha sonraki yıllarda Yunan tapınaklarında aynısı var.”
Özgür Barış Etli, Göbekli Tepe’de bulunan sembollerde 21 Mart doğanın uyanışını anlatan motiflerden ve bu motiflerin bir Türk kavminin bayrağında da görüldüğünü anlattı. Şaman inancına göre üç tanrılı bir inanış var. Yeraltı, orta dünya ve yukarı dünya inacı var. Taşlarda da üç motifli bir sembol kullanmalarının nedeni de budur. Sembolleri ve motifler üzerinde geniş açıklamalarda bulunan Etli, konferansını “Göbekli Tepe nedir” sorusuna verdiği yanıtlarla tamamladı:
- Şamanların ritüaller gerçekleştirdiği tapınak alanı
- Şaman olma yolunda eğitim alanlaramitolojik ve astronomik bilgilerin aktarıldığı bir inisiasyon merkezi
- Güneş, ay, yıldız ve gezegen gözlemi yapılan bir gözlemevi
- Sosyal bağların güçlendirildiği bir hac merkezi ve olasılıkla mini yaşam alan
Alcın Mutlu Hafif, Guler Alıcı Güner, Özgür Barış Etli