İSVEÇ POSTASI
Kendinizle ilgili ne söylemek istersiniz?
İBA- Ben, İsa Bozkurt Ayrancı Kulu doğumluyum ve 15 yıldır İsveç’te yaşıyorum. Servis işinde çalışıyorum. Evliyim. Boş zamanlarımı on yıl önce kurduğum Elit_Event adlı oluşum ile kültür – sanat alanına yönelik etkinlikler yapmaya çalışıyorum.
Şirket sahibi İsa Bozkurt Ayrancı
Neden böyle bir işe girmeyi düşündünüz?
İBA- İnsanlar sadece karınlarını doyurup, günlük yaşamlarını sürdüren varlıklar değildir. Toplumsal yaşam içerisinde sanat olaylarını izleme, zevk alma, eğlenme dolaysıyla beyinsel gıdaya da ihtiyaçları vardır. Çevresinde olup bitenlerden haberdar olması insan olmanın özelliklerindendir. Ben, ülkemizden gelmiş büyük bir kitlenin varlığından yola çıkarak sanatsal etkinlikler düzenlemeyi amaç edindim. Aynı zamanda insanlarımızı kültürel olaylarla da ilgilenmesinin gerekliliğine kendimi inandırdım. Böylece Elit_Event ortaya çıktı. Konserler, filmler ve zaman zaman kadınlara özel matineler yapıyoruz.
Halkımızın ilgisi nasıldır?
İBA- Halkımızın ilgisi durumlara göre değişiyor. Bazen beklenen bir ilgi görüyor bazen de az sayıda kalıyor. Örneğin 10 Kasım günü ”Atatürk, Bir Cumhuriyet Şarkısı” adlı filmi Güney Botkyrka’daki Tumba Sahnesi’nde göstereceğiz ama, şu ana kadar satılan bilet sayısı yeterli değil. Atatürk bizim en önemli değerimiz. O’na çok şey borçluyuz. Bize hiçten bir ülke kazandırdı. Ne yapsak, yetersiz kalır.
Bazen insanlarımızı anlamakta güçlük çekiyorum. Farklı birşey söylemek istemiyorum. Herkesine hitap eden filmler getiriyoruz. Şunu demek istemiyorum, sağcı, solcu ya da muhafazakar kesimler gibi. Bilmiyorum ama, diğer Avrupa ülkelerinden İsveç biraz daha farklı gibi bir izlenim ortaya çıkıyor. İsveç’te insanlarımız pek sosyal ya da sosyal hayatın içinde olmayışları gibi bir duyguya kapılıyorum. Bazen film konusunda özel istekler oluyor, dedikleri film getiriyorum, ama yeterli insan gelmiyor.
Atatürk, Bir Cumhuriyet Şarkısı adlı film çok güzel, oyuncuları tanınmış şahsiyetler ama bilet alan kişi sayısı lokal kirasını bile karşılamıyor. Halbuki bu film, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sinemalar doldu dolu oynadı. Fakat, İsveç’te çok zorlanıyoruz. Tanıtımın yani reklamını da iyi yaptığımıza inanıyorum. Nedense, anlamıyorum. Sağ olsunlar sponsorlarımız da epey gayret gösteriyorlar.
İnsanlarımızı Türkiye’deki politik olaylar ya da ekonomik nedenler etkiliyor mu?
İBA- İnsanlarızın ekonomik sıkıntılarının olduğuna pek inanmıyorum. Biz zaten biletlerimizi çok cüzi bir fiyatla satıyoruz. Örneğin Atatürk film için 120 kron gibi bir fiyatımız var. Bugün, çocuklarımıza 100 kron verdiğimiz zaman beğenmiyorlar, bununla birşey alınmaz diyorlar. Ayrıca Türkiye’deki siyasi gelişmelerin burada pek geçerli olduğunu söyleyemem ama, belki az da olsa vardır, diyebilirim. Bizim, kültüre ve insanlara siyasi bir yaklaşımımız yok. Halkımızın beğeneceğini umdumuz kültürel etkinliklere önem veriyoruz. Ben, az önce söylediği gibi sosyal yaşamla ilgili olduğuna inanıyorum. İsveç’teki insanlarımızın ahım, şahım bir sosyal hayatları yok. İnsanlar aileleriyle birlikte yılda üç dört kez dışarıda yemek bile yemiyorlar. İsveç’teki kültürel olaylara yabancılar. İsveç’te muhafazakar aileler çoğunlukta diyelim, biz etkinliklerimizi alkolsuz bir biçimde yapıyoruz. Kimseye önyargılı yaklaşmıyoruz.
Kültürel etkinliklere önem veren insanlar bu konularda bu tür etkinlik yapanlara nasıl yardımcı olabilirler?
İBA- Ben de bu sorunun cevabını arıyorum. Tabii ki,etkinliklere katılarak, az ya da çok tanıtımını yaparak, insanları özendirebilirler. Artık, her şey sosyal medya üzerinden yürütülüyor. Sosyal medyaya – oradaki reklamlara- çok güveniyorum. Fakat, her şey oradan da bitmiyor. Düşünüyorum da, daha fazla etkinlik yapsak, insanları daha da motive edip sosyalleştirebilir miyiz, diyorum. O zaman da ’daha üç gün önce gittik, bir daha mı gidelim’ gibi sözler söylüyorlar. Biraz ara verelim, insanlar kültürel olayları özlesinler, gibi düşünüyoruz. Bu da olmuyor. En son geçen ramazan ayından önce yapmıştık. Bu konularda ben de ikilem içerisindeyim. Çözümler de arıyorum ama, ne olabilir, ne yapılabilir, gerçekten bilmiyorum.
İleriye yönelik ne düşünüyorsun?
İBA- Bu işin peşini bırakmayacağım. Devam etmeyi düşünüyorum. Çünkü on yıl gibi bir emek vermişim, çabalamışım. Vazgeçmek olmaz. Elimden geleni yapmaya gayret edeceğim. Belki fazla olmayabilir ama, üç beş tane etkinlik düzenleyebilirim. Bu iş için ticari kazancı ikinci plana bırakıyorum. Amacım hem insanlara yararlı olmak hem de kendime göre hobimi gerçekleştirebilmek. Sevdiğim şeyleri yapmayı seviyorum. Bu nedenle etkinliklerimi sürdüreceğim.
İsveç’te Türklerin kurduğu sivil toplum kuruşlarıyla ilişkileriniz ne derecede var?
İBA- Bu konuda fazla olmasa da var. Tabii ki, yeterli değil. Hepsiyle ilişki kurmak için zaman sorunu da var. Çalıştığım bir işim var. Çalışmak zorundayım. Aileme zaman ayırmak durumundayım. Boş zamanlarımda başka işler ortaya çıkıyor ama, hepsiyle de görüşmek isterim.
Teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim.