17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından, 30 Mart Pazar günü yerel seçimler yapıldı. 25 Mart günü tüm toplum, başbakanın ses kaydı, ses kaydı diye beklerken, bir de gördük ki başbakanın sesi kaymış. Yapılan bunca yolsuzluklara, talanlara, rüşvetlere, hukuksuzluklara, ihanetlere, anayasa dışı tutum ve davranışlara bakınca daha nelerinin kayacağını da, ilerleyen günlerde göreceğiz.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’e ait olduğu öne sürülen ve internete düşen bir ses kaydı için, devletin kurumlarını temsil eden herkes, bu sızdırmanın ihanet olduğu konusunda fikir birliği içindedirler. Yani bu konuşmaları kabul etmektedirler. Ancak hiç kimsenin aklına, kendi ülkesini bombalatmayı düşünerek, ülkemizi savaşa sokmaya çalışan MİT Müsteşarı’nı sorgulamak, hesap sormak gelmemektedir.
AKP, bütün yolsuzluk ve ihanetlere karşın, şaibeli de olsa bu yerel seçimden birinci parti olarak çıktı. Seçim sırasında oy çalmadan, sahte oy atmaya kadar bir dizi eylem gerçekleştirildi. 1600’den fazla sandıkta, usulsüzlük tutanağı düzenlendi. Seçim sonrasında oy sayımı sırasında kırktan fazla ilde elektrikler kesildi. AKP tarafından, yine sahte oylar devreye sokularak, bazı yerler çok az oy farklarıyla kazanıldı. Tabii bu konu muhalefetin yapacağı itirazlarla netleşecektir.
Başbakan seçim gecesi geç saatlerde Ankara’ya gelerek, yine balkon konuşması yaptı. Üstelik yanında her sözünü alkışlayan eşi, paraları sıfırlamakta zorlanan oğlu ve babasının yüksek ücretli danışmanı olan kızı da vardı. Başbakan yaptığı konuşmada, Suriye ile savaş halinde olduğumuzu söyleyip, cemaatin inine gireceğini bildirdi, muhalefete ağır sözlerle yüklendi ve bilinen aynı yalanları tekrar etti.
Böyle birinin tüm toplumu kucaklaması beklenemez. Ülkemizin bütün demokratik birikimlerini ve özgürlüklerini ayaklarının altına alıp çiğneyen ve tüm dünyanın çağdaş normlarını karşına alarak ezip geçen biri, başbakanlık yapamaz, yapmamalı da. Kendinden olmayan herkesi aşağılayarak ve hakaret ederek bir yere varılamaz.
Muhalefet bu yerel seçimlerden yara alarak çıkmış ve başarısızdır. Ana muhalefet, ‘Tunceli'yi Dersim yapacağım’ kandırmacasıyla değil, Atatürk'ün tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı ilkeleriyle seçim kazanacağını öğrenmelidir. Fethullah Gülen’le, liboşlarla, mezhepçilik yapanlarla, PKK terör örgütü sempatizanlarıyla, yolsuzluğa bulaşanlarla seçim kazanılamaz. Atatürk’ten, Atatürkçü düşünceden ve ilkelerinden uzaklaşarak seçim kazanmanın olanağı yoktur.
Zaman zaman AKP’ye destek olan TBMM’deki diğer muhalefet ise, yumuşak eylem ve söylemlerle, siyasi iktidarın ekmeğine yağ sürmektedir. Bu yerel seçimlerin en önemli getirisi, seçimlerde başarı sağlayamayan bu muhalefet partilerinin genel başkanları ve yöneticilerinin istifa kurumunu akıllarına getirmeleri olacaktır.
Hızla karanlık günlere doğru yol alırken, tehlikenin farkında olmayan yüzeysellerin de artık uyanması gerekmektedir. Asla umutsuzluğa yer yoktur, Atatürk’ün gençleri inatla ve örgütlü olarak mücadeleye devam ederek, aydınlığa ulaşacaktır. Bu seçimlerden her partinin, her kurumun ve her kişinin çıkartacağı çok büyük dersler bulunmaktadır.
Bu yazı İlk Kurşun Gazetesinde de yayınlanmaktadır.
