ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜNYA PLATFORMU’NDAN ‘SANSÜR YASASI’NA TEPKİ

2016 yılında Almanya’nın Dortmund kentine kurulan ve bugün dünyanın çeşitli ülkelerinden 14 üye derneğe sahip Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu, Türkiye’de yasalaşan ‘Dezenformasyonla Mücadele Yasaı’ adı altında ‘Sansür Yasası’nın sakıncalarını dile getiren bir bildiri yayınladı.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜNYA PLATFORMU’NDAN ‘SANSÜR YASASI’NA TEPKİ
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜNYA PLATFORMU’NDAN ‘SANSÜR YASASI’NA TEPKİ Admin
Bu içerik 729 kez okundu.

İSVEÇ POSTASI

BASINA VE KAMUOYUNA

Ulu Önder eşsiz asker ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Gerçekleri konuşmaktan korkmayınız” der. 

TBMM’nde AKP – MHP ikilisinin hazırlayıp meclisten “Dezenformasyan” adı altında geçerek yasalaşan ve gerçekte bir “Sansür Yasası” olan düzenleme halkımızın, basınımızın üzerinde “Demokles’in Kılıcı” gibi sallanacaktır. Bu yasa insan hak ve özgürlüklerine vurulan bir kelepçedir. İnsanın en doğal ve vazgeçilmez hakkı olan “İfade özgürlüğü”ne karşı indirilen bir darbedir. Amaç; iktidar partisinin yaptıklarını halkın gözünden kaçırmak ve basını susturmaktır. Halk öğrenmeyecek, görmeyecek ve bilmeyecektir.

Halkın haber alma özgürlüğü tüm gelişmiş ülke ve demokrasilerde temel taşlardan birisidir. Bu temel taşın yerinden sökülüp atılması ancak ve ancak oligarşik devlet yönetimlerinde söz konusu olabilir.

Ulu Önder M. K. Atatürk; “Basın, ulusun ortak sesidir. Bir milleti aydınlatma ve doğru yolu gösterme, bir millete muhtaç olduğu düşünsel gıdayı vermekte, işin özü bir ulusun amacı mutluluk olan ortak bir istikamette yürümesini teminde, basın başlıbaşına bir kuvvet, bir okul, bir kılavuzdur.

Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.

Gazeteciler kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır.”

Bu yasaya Türkiye ve dünya kamuoyunda tepkiler çığ gibi büyümektedir. Susan bir halk değil, gerçekleri gören,bilen, konuşan, sorgulayan bir halk hiç bir zaman susturulamaz. İfade ve düşünce özgürlüğü insanların vazgeçilmez, güçlünün eline bırakılamayacak kadar değerli ve en gerçek hakkıdır. İnsanlar düşüncelerini açıkladıkları için baskı altına alınamaz, susturulamaz.

Bu yasanın nasıl ve niçin kullanılacağı iktidar partisinin insafına bırakılmıştır. Birleşmiş Milletler sözcüsü Marta Hurtado, “Uluslararası insan hakları hukukuna göre ifade özgürlüğü sadece ‘doğru' bilgiyle sınırlı değildir, her türlü bilgi ve görüşü içerir. İfade özgürlüğünün sınırlanması sadece meşru ve gerekli hallede uygulanır” ifadelerini kullanıyor.

Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı erkinden sonra dördüncü kuvvet olarak kabul edilen güç basındır. Basının sustuğu, susturulduğu yerde demokrasiden söz edilemez.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki; “Önem ve yüceliği dünya uygarlığında açıkça kendisi gösteren basına, hükümetimizin birinci derecede önem vermesi; bu hususta sarf edeceği emeği, millete ifa ile mükellef olduğu hayırlı hizmetlerin baş tarafına koyması yüksek Meclisin kesinlikle isteyeceği hususlardandır.

Bir insan topluluğunun ortak ve genel duyguları ve düşünceleri vardır. İnsan topluluklarının kıymetleri, medeniyet dereceleri, arzu ve eğilimleri ancak bu genel duygu ve düşüncelerin ortaya çıkma ve belirtilme derecesiyle anlaşılır. Bir insan topluluğunu sevk ve idare eden insanlar için, insan topluluklarının talihi üzerinde hüküm vermek mevkiinde bulunan dostlar ya da düşmanlar için ölçü, bu insan topluluğunun kamuoyundan anlaşılan kabiliyet ve kıymettir. Dolaysıyla milletler, kamuoyunu dünyaya tanıtmak mecburiyetindedir. Bütün cihan kamuoyunu öğrense  hayat vasıtalarının tanzimi için şüphesiz lazımdır. Bu hususta ise mevcut vasıtaların birincisi ve en önemlisi basındır. Basın, ulusun ortak sesidir.

Bir ulusu aydınlatmak ve uyarmakta, bir ulusu muhtaç olduğu düşünsel gıdayı vermekte, kısacası bir ulusun, amacı mutluluk olan ortak istikamete yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir kılavuzdur.

Basının tam ve geniş özgürlüğünü iyi kullanmasının, ne derecede nazik bir vaziyet olduğunu söylemeye lüzum görmem. Her türlü kanuni kayıtlardan evvel bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi eğilimlerine olduğu kadar vatandaşların hukukuna ve memleketin, her türlü hususi eğilimlerinin üstünde olan, yüksek çıkarlarına da dikkat ve hürmet etmek manevi zorunluluğu, asıl bu mecburiyettir ki genel düzeni temin edebilir. Bununla beraber bu yolda yanılma ve kusur olsa bile; bu kusuru düzeltecek etken ve araç; basın özgürlüğünden doğan hataların giderilme aracı, yine basın özgürlüğüdür.”

Yukarıdaki sözleri Ulu Önder M. K. Atatürk 1922’li yıllarda söylüyor. Atatürk’ten 100 yıl sonra basına, halka akıl almaz yasaklar, baskılar getiriliyor. Bu yasa, demokrasiyi içselleştirmeye çalışan Türk halkına hiç mi, hiç yakışmıyor. Bu yasayı hem ülkemiz hem halkımız hem de basınımız adına büyük bir talihsizlik olarak adlandırıyoruz.

Dezenformasyon adı altındaki “Sansür Yasası”na hayır diyoruz!..

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜNYA PLATFORMU

Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu ADDP Dezenformasyonla Mücadele Yasası Sansür Yasası
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
Aynur Uluatam Sumer, World Bank Lead Economist     2022-10-20 MUHTESEM bir metin ! Goruslerinizin ve soylemlerinizin tumune gonulden katiliyorum ve sizi kutluyorum !
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ