İsveç ile Türk ekinlerinde simge adlardandı Gürhan Uçkan. O çok sevdiği kuşlar gibiydi yaşamı. Türkiye ve İsveç arasında kalmıştı. Tam anlamıyla kültür adamıydı. Çeviriler yapar, İsveçli yazarlarla dostluğu severdi. Bu aynı zamanda iki halkın da duyarlığıydı. Birbirini anlama çabasıydı. Yazar-Gazeteci-Fotoğraf Sanatçısıydı Gürhan Uçkan. Alanlar birbiriyle bağ içindeydi; güçlü bağ. Hüzün, özlem, mutsuzluk, bireyliğin dinmeyen sancısı.
Nasıl tanıştık? Tanıştıran biri var mıydı? Hiç anımsamıyorum. Ne ki kardeşliğimizden, dostluğumuzdan eminim. Ankara’da geçirdiği zaman içinde hep birlikte olurduk. Anlamak, anlaşılmak… Gün içinde Konur Sokak, Atakule, Kardelen, Mülkiyeliler Lokali; akşam olunca vakit erişir, Gürhan Ağabeyin Cebeci’deki evindeyizdir. Güney Gönenç, Işık Kansu, Sinan Sönmez, A. Celal Binzet, Günay Güner… O yıllarda cep telefonu yok. Muhabbet sonrası gecenin bir yarısı düşerdim yola. Aslında kal der demesine ya… Ev kentin çeperinde. Bizden sonrası boşluk. Doğada boşluk yok, bizde var. Varınca arar Gürhan Ustam, vardım mı diye. Bazen de (Münevver) Oğanların ya da (Nermin) Küçükceylanların evindeyizdir. Türkü pek aradığı bir tür değildi ama bağlamaya söz etmezdi. Şarapla usuldan, usuldan.
Onca olumsuzluğa karşın verimliydi. Birçok şiir, öykü, inceleme, deneme kitabı bıraktı.
‘80’li yılların yazın dergilerinden Yarın’ın İsveç temsilcisiydi. Buna Cumhuriyet gazetesinin temsilciliği görevi de eklenecektir. Özellikle Cumhuriyet’i çok sever, görevinden onur duyardı. Yıllarca Cumhuriyet’te Stockholm Pazar yazıları yazdı. Deneme niteliğinde yazılar.
1982 -Gabriel (öyküler); Sevdalar da Geçici (şiirler); 1986- Haykıran Sessizlik (şiirler); 1986- Güney Afrika Cumhuriyeti (araştırma); 1989- Gabriel (yeni öykülerle 2. basım); 1990- Bir Demet Özlem (şiirler); 1993- Mutlu Kadınlar (şiirler); 1994- Geceyarısı Güneşi (öyküler); 1997- Mutlu Kadınlar (yeni şiirlerle 2. basım); 1998- Kadınların İsveç’i (araştırma, Oral Çalışlar’la birlikte); 2000- Sevginin Çiçek Açtığı Yerde (öyküler); Hoşgeldin (şiirler); Kalıcı Kuşlar da Üşür (denemeler); 2001- Aşkın Yedinci Yüzü (roman).
Gürhan Uçkan usta çevirmendi aynı zamanda. İsveç Akademisi Çeviri Ödülünün kazandı. Ne ki alçakgönüllüğünden basında pek haber bile olmadı. (Oysa ünlü Nobel Ödülünü veren akademidir burası). Bu çevirileri anarsak: 1983- Üç Kıtadan Sesler (şiir antolojisi); 1998- Yunan Dosyası (Ali Cengizkan, İsveççe); 1987- Güneyde Söyleşiler (Marta Traba, roman); 1991- Gökyüzünde İsyan (Sven O. Bergkvist, roman); Yanlış Adım (Dan Mellin, öyküler); Gece Treninde Aşk (13 İsveçli yazardan birer öykü); 1994- Çölde Aşk (13 İsveçli yazardan birer öykü); 1997- Yılanın Yolu (Torgny Lindgren, roman); Bana Bundan Sonra İlk Dokunanın (Bodil Malmsten); 1998- Hüzün Gondolu (Tomas Tranströmer, şiirler); 1998- Uzunçorap Pippi (Astrid Lindgren’in çocuk romanı); 2004- Finistere’de Suyun Fiyatı (Bodil Malmsten, roman); 2005- Pölsan (Torgny Lindgren, roman); İzmir Saat Üç (Tomas Tranströmer, şiirler); Çılgın Yıllar (Birgitta Stenberg, roman).
Geride basılmayı bekleyen dosyalar da bıraktı Uçkan. Ve yeni dostluklar filizlendirdi; şimdi gür ağaçlara dönüşen. Mustafa Sönmez’le dostluğumuzun kaynağı olduğunu iyi anımsıyorum Gürhan Uçkan’ın.
İçine kapanık, içtenlik dolu yapısı içki alışkanlığını artırmak yönünde etkili oldu. Bir derviş gibi yaşadı. Haberi geldi, 5 Aralık 2006 günü yaşamını yitirmiş. Getirdiler Stockholm’den… Cebeci gömütlüğündedir. Ankara Kalesi karşıda…
