Ortadoğu ve Türkiye, hızına yetişilemeyen olaylar bölgesi. Uzgör -televizyon- kanallarında o denli zırva sözler ediliyor ki katlanabilmek çok zor. Türkiye oyun kurucuymuş, masada olacak devletmiş, kazanan ülke Türkiye’ymiş, fırsattan yararlanmalıymış... Bu çokbilmişlerin akp müritleriyle sınırlı kaldığı sanılmasın.
Yıllarca dış siyasetin, birlikte oluşturulan iç siyasetin mutlaka halkımız yararına işlemesi zorunluluğu, bunun içinse Suriye’de merkez rejiminin güçlü kalması gereği yazıldı, anlatıldı. Türkiye hükümeti ne yaptı? Yine yıllarca kıyımcı, cihatçı örgütleri eğitti, donattı, besledi, Suriye’ye saldı. Kıyımcı etnik ayrılıkçı pkk-ypg-pyd yapısının kalıcılaşmasını sağladı.
Olup biten her olay ABD -Birleşik Krallık emperyalizminin planının işlediğini 7gösteriyor. Yirmi üç devletin sınırları değişiyor. Bölge egemenliği tümüyle, vurucu güç İsrail ve Kürt kıyımcıların ABD emperyalizminin eline geçiyor.Akp emperyalizmcilik oynuyor. Tarihteki kıyımcı Emevi adını taşıyan camide namaz kılma peşindeler. İsrail, bırakın Golan tepelerini, Selahattin Eyyubi’nin gömütü de bulunan ülkeyi baştan sona işgal ediyor. Htş -heyet tahrir el Şam-sözde hükümet. Golani’yi de tanıdık çok şükür. İsrail’e, Kürtçü güçlere, ABD’ye gıkı çıkmıyor. Akp smo üzerinden vekâlet savaşıyla emperyalistçilik oynuyor.
Türkiye fırsattan yararlanmalı, diyenler, Türkler sırtlan değildir. Tarihte olmadı, yarın da olmayacak. Türkler, emperyalistlerin vurucu gücü, ordusu olarak da yaşamadı.
Suriye ordusu tek kurşun atmadı. Neden acaba? Söyleyelim: Uluslaşamamış, onlarca kabileden “teşekkül,” eğitim, kültür düzeyi düşük toplumun ordusu savaşmaz.
Türk ordusunu da buna benzetmeye çalışıyorlar. Ülküsüz, amaçsız, savaşmayacak ordu!
Mustafa Kemal Atatürk Balkanlar’da, Ortadoğu’da kurduğu ilişkilerle Türkiye’yi güven altına almıştı. Ne çok haklıymış. Dört yanımızdan kuşatıldık. Montrö ile İstanbul kanalı girişimlerini de unutmayalım.