“Cemaat” ve İktidar
Günay Güner

“Cemaat” ve İktidar

Bu içerik 982 kez okundu.

Türkiye gündemi dersaneler konusu üzerinden, bir anda “cemaat”-AKP çatışmasıyla dolup taştı. (Yanlış olarak hep “dershane” diye yazılıyor. Doğrusu dersane olmakla birlikte, Arapça ders sözcüğü ile Farsça hane sözcüğünden üretilmiş bileşik sözcük yerine “sınav okulu” dense en doğrusu kullanılmış olur.) Buna en hazırlıksız yakalanan ise yandaş basın oldu. Daha düne değin, ikisinden de vazgeçemediklerinden şaşırıp kaldılar. Bu savaşın sonunda hangi gücün yengiyle çıkacağını kestiremediklerinden çıkarlarının hangisinden yana olmayı gerektirdiğine bir türlü karar veremiyorlar. İşleri zor.


Bu çatışma hangi boyutlara varır, “hayırlara vesile olur mu,” bilinmez ama bizlerin zaten bildiği, kamuoyununsa bilmezden geldiği ya da öğrenme olanağı bulamadığı bir gerçeği açıklıkla otaya koymuştur: Bugün Türkiye “şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi” durumundadır. Bilge önder Mustafa Kemal Atatürk’ün olamaz dediği koşullar günümüzde ne yazık ki gerçektir. Bu görülmeden, anlaşılmadan hiçbir konu konuşulamaz. Ha, ilericiliği benimsemeyenler, gericiler, ortaçağ derebeylik düzeninde sakınca görmeyenler istedikleri değin konuşabilirler, yazabilirler.


Bu çatışmada ilkesizlik öylesine gün yüzüne çıktı ki CHP bile bu sınav okullarının iktidarın ve iktidarların bile isteye kamu okullarına yatırım yapmamalarının, gençlerin geleceğini karartan ve ivmesi sürekli artan bir eşitsizlik bataklığı yaratmalarının sonucunda oluştuğunu; halka bedelsiz eğitim ve bedelsiz sağlık sağlamanın devletin, iktidarların başat görevi olduğunu açıklamak yerine iktidarı eleştireceğim diye baskıcısın, dersaneleri kapatamazsın, doğru değildir gibi anlaşılmaz sözler söylemeyi yeğledi. Kısmen doğruları açıklaması için yaklaşık bir haftanın geçmesi gerekti. “Hamd olsun!” Yetmedi, CHP, Beyaz Saray’dan buluşma izni alamadığı ABD gezisi için, hemen tümü CHP, Atatürkçülük, altı ok ilkelerine, geleneğine karşı adlardan oluşan bir geziyi izleyecek gazeteciler toplamı belirledi. Halk TV, Gözcü, Aydınlık, Ulusal Kanal, Başkent TV yok ama saksı gazetecisi olarak kimi arasanız var! Cengiz Çandar, Aslı Aydıntaşbaş, Amberin Zaman… Herhalde gezinin doğru bilgisini yalnızca Usta Gazeteci Utku Çakırözer’den alabileceğiz. İyi ki onu da dışarıda bırakmamışlar. Adları belirleyenlerse Dış İlişkilerden Sorumlu Faruk Loğoğlu. Kendine genel başkanın basın yayından sorumlu Başdanışmanı diyen Aydın Ayaydın ise ne ilginç çelişkidir ki bilgisi olmadığını, belirleyenin Faruk Loğoğlu olduğunu söylüyor.


Oysa siyaset yapıyoruz diye ilkelerinden ödün üstüne ödün verenlere, ne yabancı ne yerli hiçbir güç saygı duymaz. Olsa olsa kullanacağı bir piyon gözüyle bakar.


Ya bunu anlamıyorlar ya da böyle bir davranışın gereğine, erdemli duruşa inanmıyorlar.


“Cemaat”-AKP çatışmasının sonuçlarını gören “ilerici”ler, “demokrat”lar hâlâ sözkonusu kesimlerin teknolojiyi, bilişimi, halkla ilişkileri ne değin başarılı kullandıklarını dillendirdikleri incilerini yineleyecekler mi?


Dileğimizle bitirelim: “Hayırlara vesile olsun!”


İyi niyetli olup da hâlâ uyanmayan varsa uyansın!


*Dil Derneği Yayın Kolu Başkanı ve şair

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
19 MAYIS 1919 TÜRK’ÜN DİRİLİŞ VE ŞAHLANIŞ GÜNÜNÜN ADIDIR
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ
ERMENİLERİN KATLETTİĞİ 519 BİN TÜRK’ÜN ACI ÖYKÜSÜ